Daha önce Jose Saramago’nun Bilinmeyen Adanın Öyküsü isimli kitabını almıştım, aslında aldığımı bile Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş’u kitaplığıma koyarken fark ettim. Bir baktım aynı yazar…

Bilinmeyen Adanın Öyküsü’nde bilinmeyen adaların kalmadığına inanılan bir dönemde ada arama cesaretine sahip bir adamın hikayesi anlatılıyor. Kitabı elinize alıp sayfalara göz gezdirdiğinizde bir çocuk kitabı mı aldım acaba diyorsunuz, benim kitabı aldığımı bile unutmam bundan kaynaklanıyor sanırım. İnternet yorumlarında kitabın inceliğine aldanmayın hikayesi çok güzel diyorlar, okuyup göreceğim.

Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş’u ise sadece konusu için aldım. Kitabın kısa tanıtım yazısı almam için yetti de arttı benim için. Adı bilinmeyen bir ülkede bir gün ölüm görevinden vazgeçer ve o ülkede hiç kimse ölmez.  Ölümsüzlük demek zamanın durması demek değildir, insanlar yaşlanmaya devam eder. Yaşlı nüfusun artması ve ölmesi gereken, yaşamla ölüm arasındaki ince çizgidekilerin çoğalması beraberinde bir kaosu da getirir.  Ölüm bir süre sonra insanların arasına geri döner.

Kitabı okumaya başladığımda açıkçası aldığıma pişman olmuştum. Cümleleri ve paragrafları çok uzun. Cümlenin sonuna geldiğinizde bu neden bahsediyordu diyip tekrar başa dönüyorsunuz. Bir konu hakkında iki karakter konuşuyor diyelim, o konuşma sadece virgüller ile ayrılıyor, iki sayfa boyunca tek bir paragraf ve 7-8 cümle vardı. Anlatımından o kadar çok sıkılmaya başlamıştım ki tam okumayacağım bırakayım kitabı diye düşündüğüm sırada ölüm geri geldi. Paragraflar hala uzun ama ölüm geri gelince olayları nereye varacağını merak etmeye başladım.

Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş, ölüm gidince çok sıkıcıydı, geri gelince eğlence başladı diyebilirim 🙂 Şaka bir yana kitabı sakin sessiz bir ortamda okursanız çok keyif alırsınız çünkü cümleleri anlamak zor. Tamam itiraf ediyorum kitabın ilk bölümlerini yalnızca vapurda okumuştum, doğal olarak algı seviyem düşüktü. Kitabın sonuna geldiğimdeyse, anlatımına ve konuya hayran kaldım. Anlatımındaki doğallık ve kendine güven diğer kitaplarını da okumalıyım dedirtti bana. O yüzden şimdi Bilinmeyen Adanın Öyküsü ve yazarın diğer bir kitabı Filin Yolculuğu  okuma listemde… Farklı bir anlatım ve tarz okumak istiyorsanız Portekizli yazar Jose Saramago’nun kitaplarını listenize ekleyin, pişman olmazsınız… İyi okumalar…

Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş ‘tan alıntılar….

• Dinlerin varoluş nedeninin temelinde, ölüm olgusu yatmaktadır, din ile ölümün ilişkisi ateş ile barut gibidir, ateş olmadığı sürece barutun işlevi olmayacaktır. S:35
• Geleceğin sorunlarını geleceğin kendisi çözecektir. S:36
• Felsefe yapmak, ölmeyi öğrenmektir. S:37
• Herhangi biri, işlerini her gün sorunsuz bir şekilde, yaptıklarından herhangi bir şüphe duymadan titizlikle yapar, belirli bir süre içinde kimse işlerin yürütülüşü konusunda kendisine müdahale etmezse, o kişi zaman içinde kendini bir kral ya da kraliçe sayar, istediği gibi davranmaya başlar, neyi nasıl yapacağını kendi belirler. S:159
• Eller açılıp kapandıklarında, okşadıklarında ya da vurduklarında, gözyaşlarını sildiklerinde ya da gülümseyişi gizlediklerinde, bir omza konduklarında ya da veda ettiklerinde, çalıştıklarında ya da hareketsiz kaldıklarında, uyuduklarında ya da uyandıklarında konuşurlar. s:169
• Bir yazar, her birimizin o an için yaşamın ta kendisi olduğumuzu yazmıştı. s:195

Bunlarda ilginizi çekebilir...

Güzel Haber Ne Zaman Gelir? / Kate Atkinson Koku / Patrick Süskind Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları / Ransom Riggs Krizalitler // John Wyndham