Ağustos Kitapları

Sımsıcak başlayan ağustos ayında, kitaplığımda beni uzun süredir bekleyen kitaplarımı okudum. Okuduktan sonra ise niye bu kadar beklemişim bu kitapları okumak için diyorum kendime, hepsi birbirinden keyifli kitaplardı.

İlk kitabım Jose Saramago’nun Kabil kitabıydı. Yazarın okuduğum Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş kitabından sonra tüm kitaplarını okumaya karar vermiştim. Kabil’de okuduğum 4.kitabı, kutsal kitaplarda yer alan insanın yaratılış hikayelerini farklı bir göz ile anlatmış Saramago, ama herkesin onaylayacağı hikayeler yok içerisinde. Zaten kitabın arka kapağında da yayımlandığı ülkelerde büyük tartışmalara yol açtığı yazıyor. Felsefe ve edebiyatın kesiştiği bu romanı tavsiye ederim, ancak Saramago’nun yazım dilini sevmiyorsanız kitaptan tat almayabilirsiniz. Ve küçük bir not eğer Saramago kitapları ile henüz tanışmadıysanız, bence Kabil ilk okuduğunuz kitap olmamalı.

11 aydır kitaplığımda beni bekleyen Mitch Albom’un Öğretmenim Mori’yle Salı Buluşmaları ayın ikinci kitabıydı ve neden okumak için bu kadar beklediğimi kendime soruyorum. Kitap, yazarın ALS hastası olduğunu öğrendiği öğretmeni ile son gününe kadar yapmış olduğu görüşmelerinden hayata dair notlar yer alıyor.  Tesadüfen Salı sabahı başlayıp, aynı gün bitirdiğim bu kitabı herkese tavsiye ederim, insanı bir durup düşünmesi gerektiğini hatırlatıyor. Biz ne için yaşıyoruz, kendimiz için ne yapıyoruz, hayat sadece para mı, sorularını fark ettirmeden size soruyor ve siz kendinizi kitabı kapatıp cevabı düşünürken buluyorsunuz. Her şeyi hızla tükettiğimiz günümüzde, zaman ayırıp bu kitabı okuyun bence, pişman olmazsınız.

Anı yaşamanın, hayattan zevk almanın, kendimiz için yaşamanın önemini bir kez daha okuduktan sonra aylardır yine okumamı bekleyen ve çok merak ettiğim Paul Auster’ın New York Üçlemesi; Cam Kent-Hayaletler- Kilitli Oda kitabını okudum. New York Üçlemesi yazarın mutlaka okunmalı denilen 3 kitabından oluşuyor. Hikayeler soyut ya da somut kahramanların kendilerini koydukları kafesten çıkışları anlatıyor aslında. İlk hikaye Cam Kent,  yanlış bir telefon sonucu bir yazarın dedektiflik yapmasını anlatıyor, hikayenin polisiye bir roman olacağını düşünürseniz yanılıyorsunuz. Farklı bir açıdan dedektiflik hikayesi diyelim. İkinci bölüm Hayaletler’de birini izlemek için tutulan bir dedektifin hikayesi var, izlemek uğruna kendi özel hayatın nasıl yok olduğunu okuyorsunuz. Son hikaye Kilitli Oda’da ise kahramanımız makale yazarı, bir gün en yakın çocukluk arkadaşının karısından bir mektup alıyor. Çocukluk arkadaşı ile uzun süredir görüşmüyor ve karısı arkadaşının kaybolduğunu ve yardım istediğini yazıyor. İlk bölümde uzun uzun okuyorsunuz bu iki satırı ve ister istemez yine mi dedektiflik hikayesi diyorsunuz ama bu sefer dedektiflik hikayesi değil, kahramanımızın kendi soyut olarak koyduğu kafesteki hayatını okuyorsunuz ve sonu tam yazara yakışır şekilde beklenmedik. Üç hikaye içinde benim en çok beğendiğim son hikaye; Paul Auster romanlarını seviyorsanız bu kitabı da okumadan geçmemelisiniz. Farklı kurgusu ile okunmalı diyeceğim kitaplardan oldu.

Geçen yıl çok severek okuduğum Kate Atkinson kitaplarından sonra yeni basılan Geç Kapıdan Körebe kitabını da almıştım; ancak arka arkaya aynı yazarı okumamak için arada başka kitaplar okumaya karar vermiştim ve kitaplardan kitaplara gezinirken bu kitabı tamamen aklımdan çıkarmışım. Bu ay kitaplıkta var olan kitapları okuma kararım çok yerinde olmuş sanırım, çünkü alıp okumadığım bir çok kitabım olduğunu fark ettim. Kitaba gelirsek Kate Atkinson yine sürükleyici bir roman yazmış, son sayfaya kadar elinizden bırakmak istemiyorsunuz ve bir kez daha yazarın kurgusuna hayran kaldım. Varlıklı ama lanetli bir ailenin kızının zaman bükülmeleri ile tarihin içinde yaşadıklarını anlatıyor kitap, kimi hikayeler gerçek olamayacak kadar masalsı kimisi kabus gibi, hepsinin ortak yanı merak uyandırması ve farklı aile sırlarını öğretmesi aslında. Geçmiş ile gelecek arasında gidip gelen bu kitabı bitirdiğinizde tekrar baştan okumak istiyorsunuz, hikaye sizi bırakmıyor; en azından bende öyle oldu 🙂

Temmuz ayının kitap okuma verimi bu aya yansıyamadı ama okuduğum dört kitabı da iyi ki daha falza bekletmemişim diyorum… Eylül ayı kitaplarına kadar kitapla kalın, mutlu kalın… İyi okumalar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir