Alışkanlık hakkında daha önce bir şeyler yazdım mı, hiç hatırlamıyorum. Yeni bitirdiğim Atomik Alışkanlıklar kitabından sonra ise kendimi burada buldum. Uzun süredir kişisel gelişim kitapları okumaya ara vermiştim. Bir dönem bulduğum her kişisel gelişim kitabını okuyordum ki o dönemde blog için en verimli olduğum dönemdi. Okuduktan sonra kendimi yazarken buluyordum. Şimdi de aynısı oluyor 🙂 […]
Yeni yıl, yeni kararlar olsun diyerek Okudum, Bitti köşesini aylıktan ‘canım isterse yazarım’a çevirmeye karar verdim. Biliyorsunuz uzun süredir her ay okuduğum kitapları hem kendime arşiv olsun, hem de beni takip edenlere fikir olsun diye bu köşede paylaşıyordum ancak yazdan beri fark ettiğim bir nokta var ki artık bu köşeyi yazasım gelmiyor. Her ay kendimi […]
Kendim için yazdığım Okudum, Bitti köşesi sanki özelliğini kaybediyor. Yazdan beri normalde ay başında yazdığım bir önceki ayın kitapları bir türlü zamanında yerini alamıyor, sanki kelimeler benden kaçıyor. Ekim ayında oldukça verimli olarak yedi kitap bitirdim ama yazmaya gelince sanki hepsini unuttum. Daha fazla unuttuğumu hissetmeden yazmaya başlasam iyi olur, sizin de kahveniz hazırsa okumaya […]
Ay bitmeden Eylül kitaplarımı yazmaya geldim. Bu aralar nedense yazmak için kendime zaman yaratamıyorum; yazmayı planladığım bir çok konu var ama klavye başına oturmak için bir türlü kendimi motive edemiyorum. Baksanıza normalde ayın başında yazıyor olduğum Okudum, Bitti köşesi bile ay sonuna kaldı. Hazır klavyenin başındayken hemen başlıyorum okuduklarıma: Göğü Delen Adam / Erich Scheurmann […]
Ağustos ayının ilk dokuz gününü İzmir’de geçirince ve uzun süredir göremediğim kitaplarıma kavuşunca hangisini okuyacağımı şaşırdım; dokuz günde tüm kitaplığı okuma ihtimalim varmış gibi üç dört kitapla gezindim. Ve sonunda basılı olarak sadece 2 kitap okuyabildim, geri kalan günlerimde yine e-kitaplarımlaydım. Kitaplığımda okunmak üzere bekleyen 30 kitabım varken okuduğum kitaplardan birinin babama ait olması ayrı […]
Bütün yaz ara vermeden yaptığım tek iş kitap okumaktı; sahilde şezlonga uzanıp kitabın sayfalarını çeviremedim ama oğlumu uyuturken sayfalarca okudum. Yazarken en çok keyif aldığım okudum, bitti köşesi için biraz gecikmiş olsam da arayı kapatırım diyorum ve Temmuz kitaplarıma başlıyorum: İsa’ya Göre İncil / Jose Saramago Okudum, Bitti köşesini takip ediyorsanız, Jose Saramago’nun da en […]
Haziran ayında kanaviçe işlemek dışında tembel olduğumu söylemiştim değil mi? Bu ay okuma konusunda da oldukça tembeldim, sadece 3 kitap okuyabildim ki onlardan biri Ocak ayından beri elimdeydi, diğer ikisi ise çerez tadında kitaplardı. Laf kalabalığı yapmadan kitaplara geçeyim diyorum, bu sefer uzun uzun anlatasım yok zaten, arşivimi dinamik tutayım yeter bana. Daha önce söylemiş […]
Mayıs ayında her güne bir blog yazısı hedefimi tamamlayınca, işte bu, demek ki her gün yazabilirim, artık blogda daha sık yazacağım dedim kendime. Ancak gördüğünüz gibi Haziran ayına hiç de umduğum gibi hızlı bir giriş yapamadım… Daha fazla ertelemeden Mayıs ayında neler okudum diyerek yazmaya başlasam iyi olacak dedim ve karşınızdayım. Neler okudum merak ediyorsanız, […]
Basılı kitap, seni okumak ne güzel şeymiş… Biliyorsunuz Lüksemburg’a geldiğimden beri kütüphanem e-kütüphane haline geldi, istediğim her kitap istediğim an yanımda ama basılı kitabı okumanın keyfini özlemişim. Bu ay annemler İzmir’den ziyaretime geldi ve ilk istediğim şey kitap oldu, iyi ki de oldu. Gelin bakalım bu ay neler okumuşum? Sevginin Kökleri / Svagito R.Liebermeister Son […]