Okuduğum kitapların bazılarını burada paylaşıyorum, biliyorsunuz. Hem okumak isteyip de acaba nasıl diyenler için hem de adını bile duymamışlara bakın bu kitabı okuyabilirisiniz demek için. En çok da okudum, keyif aldım, yazmak istiyorum ve yazdım demek için paylaşıyorum. Bu aydan itibaren ise dönüp arkama baktığımda neler okuduğumu hatırlamak için ‘Bu ay ne okudum’ serilerini yazmaya başlamaya karar verdim.
2016 yılına başlarken her ay 4 kitap okuma hedefi koymuştum kendime, kimi aylarda gerçekleştirdim kimilerinde fazlasıyla kimisinde eksik okuyarak tamamlıyorum hedefimi. Bu ayın 4 kitap okuma hedefini ise yakaladım. Hadi gelin birlikte bakalım neler okumuşum:
Ayın ilk kitabı, dört gözle beklediğim Bayan Peregrine’nin Tuhaf Çocukları serisinin son kitabı Ruhlar Kütüphanesi oldu. İkinci kitap Gölge Şehir’i okuduğumda ilk kitaptan aldığım zevki almamıştım ama son kitabında ilk kitabından daha çok keyif aldım. Bu kitabı diğer kitaplardan farklı yapan özelliği hikayenin fotoğraflarla destekleniyor olması, her kitapta hikayelere özel farklı fotoğraflar var. İlk kitabındaki fotoğraflar beni etkilemişti ve hikaye gerçekmiş gibi hissettirmiş ancak son kitapta kullanılan fotoğraflar bence sırf fotoğraf olsun diye konulmuş, şahsen çok fazla etkilemedi beni. Fantastik kurguları seviyorsanız tavsiye ederim, soluksuz okunacak bir kitap.
İkinci kitabım Özgür Bolat’ın Beni Ödülle Cezalandırma kitabı oldu ki onu da size uzun uzun anlattım ve kesinlikle çocuk yetiştirenlerin okuması gerektiğini düşünüyorum.
Üçüncü kitabım yine bir önceki yazımda anlattığım Azla Mutlu Olmak’tı. Sadeleşme akımına kendimi kaptırdığım ve sadeleştikçe daha önce başlamalıydım dediğim felsefeyi anlamak için ideal kitaplardan biri.
Ve bu ayın son kitabı Rachel Cusk’un Çerçeve kitabıydı. Kitap, The New York Times Book Review tarafından 2015 yılının en iyi on kitabından biri seçilmiş. Evliliği sona ermiş, orta yaşlı bir yazarın Atina’ya yaratıcı yazarlık dersi vermek için gelmesiyle başlıyor kitap. Yazarın uçak seyahatindeki koltuk arkadaşından, eski arkadaşlarına, dersi alan öğrencilerine kadar karşılaştığı herkes yazara kendi hikayesini anlatıyor. Hikayeler birbirini takip eder şekilde, okurken bir kopukluk hissetmiyorsunuz ancak tavsiye edeceğim bir kitap değil benim için, çok melankolik geldi bana. Okumayı bitirdiğim de iyi ki okumuşum diyemedim.
Bu ayın dört kitabından üçünü çok severek okudum. Bakalım önümüzdeki ay beni neler bekliyor? Kitapla kalın, mutlu kalın… İyi okumalar…