Anne Olmak Kolay Değilmiş

Burası bir anne-bebek blogu değil biliyorum, ama yaşadığım süreci sizlerle paylaşıp belki bir yardımı dokunur diye anlatmak istiyorum. Ne süreci mi? Emzirmeyi bırakma…

 
Küçük Sıpam doğduğunda, sütüm yetecek mi acaba doyacak mı diye endişelenirken, nasıl bıraktırırım diye endişelenmeye başlamıştım. Çokça blog okudum. İnsanların yaşadıklarını okuyup, kendimi bu sırada ne ile karşılaşacağıma hazırlamaya çalıştım. Okumak, süreci sancısız atlatmak için yeterli değil tabi ki de ama en azından neler olabileceğini, ihtimalleri öğrenmiş oldum.

 
Yeni bebeği olan annelere, sütün yetiyor mu, bu çocuk aç, emzir sen bunu, mama ver doymuyor gibi cümleler söylendiğinde nasıl demorolize oluyorsa; sütten kesme dönemi gelen annelere de bence herhangi bir yorum yapılmamalı. Benim Küçük Sıpamı 25 ay 20 günlükken sütten kestim. 2 yaşına kadar emzirmeye devam etmeyi planlıyordum, ve istediğim gibi oldu. Sütten kesme maceramız daha başlamadan yakın çevrem de dahil olmak üzere bir çok kişi 18.aydan itibaren “sen çocuğu sütten kes, zamanı geldi” demeye başlamıştı. Nasıl sinir olduğumu anlatamam, emzirme ile sadece bebeğin karnını doyurmuyor, duygusal olarak da anne ve bebek arasında bir bağ oluşturuyor.

 
İşte bu bağı zedelemeden, hem anneyi hem bebeği yıpratmadan süreci sonlandırmak üçüncü kişilerin söylediği kadar kolay olmuyor. Her ikisinin de hazır olması gerekiyor. Bizim halkımızın önerdiği ve yaptığı memeye yara bandı yapıştırmak, acı biber sürmek, boyamak gibi eylemler benim yapmak istemediğim hareketlerdi. Bunlara gerek kalmadan nasıl biter diye çok araştırdım. Ve aşamalı bıraktırma yöntemini gördüm, çok da mantıklı geldi.

 
Aşamalı yöntemde birden bire değil, adı üstünde aşama aşama bitiriyorsunuz. Bende oğlumun emme sürelerine göre kendimce süreci başlattım. Bizde ilk aşama Küçük Sıpamın gece emmelerini bitirmekti. Öyle yazıldığı gibi kolay olmuyormuş, süt bitti hadi gel yatalım diyince çocuk tamam diyerek uyumuyormuş. Eylül ayında 1 hafta denedim ve aşamalı kesmenin bize göre olmadığını anladım. Gece emmek için uyandığında, annecim süt bitmiş hadi yanına yatayım birlikte uyuyalım dedim. Okuduğum bloglarda öyle yaptıklarını yazmışlardı. Her çocuk birbirinden farklı tabi, benimki önce “anne, meme emcem” diyerek yanıma yanaştı. Yok annecim bitmiş, sabah tekrar dolacak sabah emzireyim dediğimde ise 1-2 kere daha istedi, baktı ben hala yok diyorum bu sefer yaygarayı bastı. Gecenin bir vakti avaz avaz ağlayan bir çocuk. Gel arabalara bakalım diyip camdan baktırdım, kesmedi ağlamaya devam. Su ister misin dedim, duymadı bile. Bu sefer ninni söylemeye başladım. Yavrum yorgun düşünceye kadar ağladı, sonra sessizleşti. Senin yatağına gidelim dedi, bizim yatağa gittik beraber uyuduk. Sabah 6da yanaştı tekrar, anne dedi memeyi elledi. Duymazdan geldim döndü arkasını uyumaya çalıştı. Sonra yataktan indi, balkona gitti. Havanın aydınlandığını görünce “bak anne” diyerek gökyüzünü gösterdi ve sabah seansımızı yaptık. 1 haftanın sonunda ise ikimizin de hazır olmadığını hissederek erteledim sütten kesmeyi.

 
Buradan anlatınca çok kolaymış gibi gelse de, duygusal yorgunluğu çok zor. Ağlarken soğukkanlı durup, sakinleştirmeye çalışmak tahminimden daha zor. Aralık ayı başında ise artık kesin karar verdim bu iş burada bitecek diye. Çünkü Küçük Sıpam artık karnını doyurmak ve uyumak dışında bana sarılmak istediğinde de emmek istemeye başladı. Aşamalı bıraktırmayı başaramadığımı 2 yaş kontrolümüzde doktorumuza söylediğim de o zaman tek çare birden kesmek demişti. 1 haftalık aşamalı kesme tecrübeme dayanarak bu sefer aybaşından itibaren oğluma süt bitecek, sende artık bardaktan ya da biberondan hangisini istersen oradan süt içeceksin demeye başladım. Sütten kesme için belirlediğim tarih sınavımı altlattığım 30 Kasımdı. Pazar günü oğlumu uyuturken annecim bak bu son artık uyandığımızdan itibaren süt olmayacak dedim ve pazartesi sabah uyandığına sütün bittiğini söyledim. Siz ne kadar söylerseniz söyleyin anlamak istemezse anlamıyor bu bücürler. Sabah işe gitmeden önceki krizimizi televizyon izleyerek atlattık ve işe gittim. İşten geldiğimde nasıl bir Rıdvan Tolga ile karşılaşacağımı bilmiyordum, önce beni sakin karşıladı birlikte yemek yedik. Yemekten sonra ise tekrar bir kriz baş gösterdi yine çözümü televizyonda bulduk. Yarım saat kadar izledikten sonra oyun oynamaya başladık. Asıl korktuğum ise uyutmaktı. Doğduğundan beri eğer ben yanındaysam hep emerek uyudu onun dışında hiç bir şeyi kabul etmedi, benim de kolayıma gelmişti denememiştim başka türlü uyutmayı. Ama hata yapmışım, sütten kesmenin en zor kısmı uyutmak oldu bu yüzden. İlk gece pek anlamlandıramadığından sanırım, ayağımda sallayarak uyutmaya ikna ettim Küçük Bey’i.

 
İlk gece bir mucize gibiydi, sabah kadar deliksiz uyudu. Gece uyanırsa nasıl tekrar uyuturum onu bilmiyordum sonuçta. İkinci günün sabahını ise sakin sessiz atlattık. Hep bloglarda, çevremde bebek nasıl sütten kesilir anlatılıyor da annenin durumundan kimse bahsetmiyor. Uykusuzluk çekeceğimi önceden bildiğim için o çok yıpratmadı beni ama bilmediğim nokta süt birikmesiydi. Onun yarattığı acıyı tarif etmek imkansız, hiç kimse de, bak, süt birikebilir dememişti, böyle bir şeye hazırlamamıştım kendimi. İkinci gün başlayan ağrı, üçüncü gün dayanılmaz hale geldi. Bir doğum sırasında sancıdan acıdan ağlamıştım, bir de bu süt birikmesinin verdiği acıdan ağladım. En sonunda doktorumu arayıp bir çözüm istedim ve ilaç kullandım. İlacın yan etkileri olduğundan kullanmak istememiştim ama başka çarem yoktu. Bir iki kere de sağdım sütü. Bu acı ve ağrıyı geçirmek için ne yapabilirim diye araştırırken nane kürü diye bir şey okudum. İhtiyaç olmaz umarım ama bende çok işe yaradı; bir demet naneyi buzdolabında 1 saat bekletip yapraklarını göğsünüze koyuyorsunuz 24 saat göğüsünüzde kalıyor. Bu kadar basit ve kesinlikle ağrıyı yatıştırıyor. Bugün sütten keseli tam 15 gün oldu ağrı artık bitti. Sütten kesmeyi birden bire yapsam da, ağrı olmaması için aşamalı olarak sağarak azaltabilirmişim aslında ama bunu da sonradan öğrendim.

 
Küçük Sıpamın diğer gün ve gecelerini sorarsanız; uykusu gelinceye kadar problem yok. Onun için uyku=meme olduğundan uyku saati bir kriz tutuyor. İlk gece dışında hiç ayakta sallatmadı kendini, hep ağlamaktan yorgun düşüp uyuyakaldı, uyku saatleri ise tamamen değişti. Emzirirken en geç 21.00’de uyuyan sıpam şimdi en erken 23.00’de uyuyor. Umarım tekrar eski haline gelir. Gece uyanmaları ise 1-2 kere oldu, onlarda da yine ağlama krizlerindeydi. Ve bu sürecin bizim için en kötü tarafı yatağında uyumaması. 2 haftadır eğer yatağına yatırırsam uyanıyor, bizim yatakta ise uyansa bile bakıp tekrar uykusuna devam ediyor. Bu aralar 3 kişilik yatağımız ama ne yapalım, sonra bunun içinde bir çözüm buluruz.

 
Emzirmeyi bırakmayı düşünen annelere yaşadıklarımdan dolayı nacizane tavsiyem, kendinizi ve bebeğinizi çok iyi gözlemleyin. Öncelikle siz buna hazır olmalısınız, bebeğinizle doğduğundan beri sadece ikinize ait olan bağ bitecek. Anne ile çocuğun arasındaki özel bağ hiç bitmez biliyorum, ama emzirmeyle yaşadığınız o rahatlama son buluyor. Ve tabi ki de bebeğiniz hazır olmalı. Onu sizde konuşarak hazırlayabilirsiniz. Sen büyüdükçe süt azalır ve sonra süt gelmez gibi, yumuşak bir ses tonuyla anlatabilirsiniz. Anlamaz diye düşünmeyin, onlar bilgiye o kadar açlar ki söylediğiniz her şeyi sindirebiliyorlar. Sen anlattın mı dersen, yukarıda da bahsettiğim gibi son ay devamlı ağzımdaydı, genellikle oyun oynarken ve emmek istediği zamanlarda söyledim. Nutuk çekme gibi değil, sanki o konuşma oyunun bir parçasıymış gibi. Ve açıkçası işe yaradığını düşünüyorum, en azından hiç yakamı çekiştirip emmek istemedi. Memeye herhangi bir şey sürerek çocuğu tiksindirmek zorunda kalmadım.

 
İşte böyle uykusuz ve benim için ağrılı, ve çokça sabır gerektiren bir süreç ile bitti emzirme(me) maceramız… Kendinize iyi bakın… Tek derdiniz, o an size zor gelse de, dönüp baktığınızda gülümseyeceğiniz şeyler olsun…

One thought on “Anne Olmak Kolay Değilmiş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir