Mart Kitapları

Zaman nasılda hızlı geçiyor değil mi? Daha sanki yeni paylaşmıştım Aralık kitaplarımı, yeni yıldan 3 ayı geçirip ilk çeyreğini bitirmişiz bile. Mart ayına benim için farklı bir kitapla başladım; Yapı Kredi Yayınlarından çıkan Elizabeth Farrelly’nin yazmış olduğu Mutluluğun Sakıncaları… Kitabı tam kasada ödeme yaparken gördüm ve arka kapağını okuyarak almaya karar verdim. Arka kapaktan doyumsuz […]

Zamanı Anlamak // Mitch Albom

Kitaplığımda tekrar okunmak için bekleyen Zamanı Anlamak… Okuma zamanı bu aymış… Öğretmenin Mori’yle Salı Buluşmaları’nın yazarı Mitch Albom yazmış bu kitabı, bu arada Salı Buluşmaları ise hala kitaplığımda okunmayı bekliyor. Zamanı Anlamak kitabını 2013 yılında okumuşum, okumuşum diyorum çünkü kitap ile ilgili hiçbir şey hatırlamadığımı fark ettim. Tekrar okuduğumda altını çize çize, sindirerek okudum. Gerçi […]

İzmir keşfetmekle bitmez; Oyun ve Oyuncak Müzesi

Geçen yıl öğle arasında işyerimi yakın yerleri keşfedelim, sergilere gidelim demiştik arkadaşlarla ama İzmir Ahmet Piriştina Kent Arşivi ziyaretimizden sonra sıcaklar başlayınca, sıcakta yemeğe çıkmaya bile üşenir olmuştuk. Sonra yağmur var, hava soğuk diyerek keşif ruhumuzu uykuya yatırmıştık. Bugün sabah vapurda fotoğraf çekmeyi çok seven arkadaşımla konuşurken öğle arasında oyuncak müzesine gidelim, hem de fotoğraf […]

İpek Kızın Panosu

Uzun bir aradan sonra tekrar bir bebek panosu ile karşınızdayım. Bu aralar farklı konular üzerine okuyup yazsam da bir numaralı terapi aracıma devam ediyorum. İnstagramda beni takip ediyorsanız, küçük çarpılarımdan vazgeçmediğimi fark etmişsinizdir, biraz yapma hızım yavaşlasa da aldığım keyif hala aynı 🙂 İpek kızın panosunun detaylarına bakalım mı birlikte ne dersiniz? İpek kızın panosunu […]

Şubat Kitapları

Bu kısacık ayda bu kadar kitabı nasıl okudum bende bilmiyorum ama 5 kitap ile tamamladım ayı. Diğer aylardan sadece 3 gün kısa olabilir Şubat ancak o iki günde iki kitap okuyabilenler var. Evet, günde bir kitap okumuyorum ama sonuç itibariyle Şubat’ın diğer aylardan kısa olduğu gerçeğini değiştirmiyor 🙂 Tamam bu kadar gevezelik yeter kitaplara geçiyorum: […]

Blog Önerisi

Bugüne kadar hiç blog önerisinde bulunmadım. Severek takip ettiğim, her gün acaba paylaşım yapmış mı diye tıkladığım birkaç blog var; bazen, yazılarım içerisinde linkleri yer alıyor sevdiğim blogların ancak şimdiye kadar hiç hadi bu blogu ziyaret edin demedim, öyle bir misyonum olsun istemedim sanırım. Ama bugün keşfettiğim blogu sizlerle paylaşmazsam olmazdı. Blogları genelde kafamı dağıtmak […]

Fotoğraf Atölyesinin Ardından Kalanlar

Geçtiğimiz hafta sonu işyerimin düzenlediği İzzet Keribar ile fotoğraf atölyesindeydim, tüm hafta sonum dolu dolu ve çok da keyifli geçti. Atölye cumartesi sabah fotoğrafçılık ile ilgili bilgilerin bizimle paylaşılması ile başladı. Öğle yemeğinden sonra ise dış çekimle devam etti. Pazar günü ise İzzet Bey çektiğimiz fotoğrafları değerlendirdi. Cumartesi günü İzzet Bey bize, fotoğraf çekmenin temel […]

Herkesin zamana ihtiyacı var

Hadi gelin bugün biraz size kendi “zaman”ımdan bahsedeyim… Altı yıldır sabah çıkıp akşam geliyorum eve ve kendime kalan zamanlarımda da hayatımı yaşamaya çalışıyorum herkes gibi. Zaman hepimizin arayıp bulamadığı kavram, her zaman bir şeyleri ertelemek için bahanemiz. Benimde çoğu kez bahanem, zamanım yok; daha doğrusu bahanemdi. Bazen hala bu bahaneyi kullanıyorum ama bazı şeylerden fedakarlık […]

Evde kahve keyfi

Tekrar bir kahve yazısıyla merhaba 🙂 Daha önceki yazımda kahve ve kahve demleme hakkında öğrendiklerimi paylaşmıştım şimdi sıra geldi kendi deneyimlerimi paylaşmaya, neler yaptım, neler denedim görelim birlikte. Kahve konusunda uzman olduğumu iddia etmiyorum ama az çok damak tadımın oluştuğunun farkındayım en azından artık sert içimli kahveleri sevmediğime eminim. Önce ekipmanlardan başlayalım, iki boy french […]