Bu kısacık ayda bu kadar kitabı nasıl okudum bende bilmiyorum ama 5 kitap ile tamamladım ayı. Diğer aylardan sadece 3 gün kısa olabilir Şubat ancak o iki günde iki kitap okuyabilenler var. Evet, günde bir kitap okumuyorum ama sonuç itibariyle Şubat’ın diğer aylardan kısa olduğu gerçeğini değiştirmiyor 🙂
Tamam bu kadar gevezelik yeter kitaplara geçiyorum:
İlk iki kitabım Yapı Kredi Yayınlarının gençlik dizisinde yer alan Vango Serisi… Timothee De Fombelle’in yazmış olduğu Vango-Gizemli Geçmişin Peşinde kitabını sanırım yaklaşık bir yıl önce alıp, kitaplığımda okunacakların arasına yerleştirmiştim. Kitap YKY kitapevinde ilk gençlik kitapları arasında yer alıyordu, arka kapak açıklaması dikkatimi çektiğinden almıştım ama bir türlü okumaya başlayamamıştım. Bu aralar kişisel gelişim kitaplarını çok fazla okuduğumdan biraz kafa dağıtacak bir şeyler okumak için kitaplığımda Vango’ya gitti elim… Başladığım gibi de bitti diyebilirim, Vango’nun hayatı 1920’li yıllarda bir adada başlıyor, Vango’yu birkaç yabancı dil bilen dadısı büyütüyor, tabi onun dadısı olduğunu ilerleyen bölümlerde öğreniyoruz. Vango’nun peşindeki tanımadığı adamlardan kurtulma ve geçmişini bulma macerası kısaca. Ve kitap, oldukça sürükleyici. İlk kitabı sonunu merak ettiğimde kendi okuma hızıma göre oldukça hızlı okudum ama ikinci kitap Vango-Yurtsuz Prens’ten aynı zevki alamadım. İkinci kitap sanki sırf yazılmış olmak için yazılmış gibiydi son 50 sayfası dışında. Son 50 sayfayı ilk kitaba ekleyerek, tadında bırakılmış bir kitap olabilirmiş bence. Yazarın kurgusuna ise hayran kaldığımı belirtmeliyim, karakterler ve olayların uyumunu okumak çok keyifliydi.
Üçüncü kitabım bu aralar instagramda durmadan karşıma çıkan Ezgi Durmuş’un yazmış olduğu Ya da Biz Masal Olsak kitabıydı. Kitap o kadar çok karşıma çıktı ki, almamak için kendimi zor tutuyordum; sonra yorumlarına güvendiğim biri de kitabı önerince tamam dedim alıyorum ve iki gün gibi çok kısa sürede bitti. Kitap oldukça akıcı bir dille yazılmıştı, nasıl okudum anlayamadım bile ve okurken çokça altı çizilecek cümleler vardı. Kitabın sonu ise umduğum gibi çıkmadı, daha doğrusu sanki “hadi tamam bu kadar yeter daha fazla yazmıyorum” der gibiydi. Sona sanki kestirmeden gitmiş gibiydi, ya da bana öyle geldi emin değilim.
Sıradaki kitabım ise minimalizm ile ilgili olan Minimalist Ebeveynlik oldu. Kitabın dili çok sade ve çok rahat okuyorsunuz, kitapta bol bol uygulanabilir öneriler var. Ama minimalizm ile çok da alakalı değil bence, daha önce okumuş olduğum Daha Sade Bir Hayat kitabında daha fazla sadeleşme önerileri vardı. Bu kitap daha çok çocuklarınızın ve dolaylı olarak kendi hayatınızın karmaşıklıktan kurtarmak üzerineydi. Çocuğunuzu yetiştirirken hayatınızda olacak karmaşıklıktan uzak durun diyordu kısaca. Mesela, haftanın her gününü bir etkinlikle doldurmayın, çocuğunuza ve kendinize boş zaman yaratın diyor. Kendinize boş zaman yaratabilmek için gerekirse dışarıdan yardım alın diyor. Uygulanabilirliği tartışmaya açık bir konu ama çocuklarımızın ve bizim hayatımızı sadeleştirmek gerektiğinde hem fikirim.
Son kitabım ise, instagramdan ve blogundan severek takip ettiğim Selen Baranoğlu’nun Basit ve Mutlu Yaşam kitabıydı. Elime aldığım gibi bitti ama uzun süre başucu kitabım olacak kendisi. Sade ve minimalist yaşama az çok ilginiz varsa, ya da bu kız yazıp duruyor neymiş acaba diye araştırdıysanız karşınıza genellikle işi gücü bırakıp, sakin bir kasabaya yerleşen ve hayatı artık sade yaşamak istediğini beyan eden kişiler çıkar karşınıza. Böyle yapabilmek çok büyük bir şans olsa da gerçekçi olalım kaçımız işi gücü bırakıp sakin bir kasabaya yerleşebilir? Selen Hanım’da bu soruyla başlıyor kitabına ve işini bırakmadan, yaşadığı şehri değiştirmeden kendi serüvenini anlatıyor. Okudukça işte benim de istediğim bu dedim kendime: Hayatın koşuşturma hızını yavaşlatarak kendime ayırdığım zamanları çoğaltmak… Sade yaşayın, minimalist olun demiyorum ama bu kitabı bence kesin okuyun, özellikle de bir anne iseniz. Emin olun kendinizden çok şey bulacaksınız sayfalar arasında…
Şubat ayına beş kitabı sığdırdıktan sonra kesin okumalısınız diyeceğim tek kitap Basit ve Mutlu Yaşam kitabı oldu. Umarım mart ayında da keyifli kitaplarla karşılaşırım… Mart ayı kitaplarında görüşmek üzere, kitapla kalın, mutlu kalın… İyi okumalar…