Yazının Eskizi

white notebook and yellow pencil

Her yazının görünmeyen bir perde arkası vardır. Çok satanlar listelerine giren romanların, çok severek okuduğumuz blogların, hatta okumak zorunda kaldığımız ders kitaplarının. Her biri önce karalamalarla yazılır sonra temize çekilir, tıpkı resim yapmaya başlarken çizilen eskizler gibi. Bu sabah ne yazsam diye düşünürken yapay zekaya danışayım dedim. Bana elliye yakın konu önerisi verdi. Önerileri, blogda […]

Beyaz Yumak

Merhaba, ben Yumak, Beyaz Yumak. Ne saf, ne gösterişli, sessiz bir sabah gibiyim. Günlerce, öteki yumaklarla yanyana, bir dükkanda bekledim. En yumuşaklarından biriyim, pamuk ve  kaşmirin özenle sarıldığı bir dokuya sahibim, öteki renklerle birlikte bekliyorum sıramı. Bir gün bir bayan geldi dükkandan içeri, aldı beni eline, kokladı önce. Ben bir yumak ipiyim neden kokladı ki […]

Boş Oturmak

yarn ball and needle placed on bed near opened magazine

Hiç bir şey yapmadan, okumadan, izlemeden, telefonda ekran kaydırmadan en son ne zaman durdunuz? En son ne zaman boş oturdunuz? Boş oturmak, günümüzün tembelliği gibi algılanıyor artık. Boş oturmak yerine mutlaka bir şeyler yapmamız empoze ediliyor bize. Bu aydınlanma geçen hafta reading slump’tan bahsederken geldi bana. Okuyamıyorum ama en azından örgü örüyorum boş zamanlarımda, dedim. […]

Reading Slump ya da Okuma Tıkanıklığı

photo of person holding a book

Kitapları çok sevdiğimi, onlarsız yapamadığımı artık sağır sultan bile duydu. Göç ederken bile önceliğim kitaplarımdı ve hala her tatil dönüşü valizim kitap dolu oluyor. Ama gel gör ki her okur gibi bazen benim de hiç bir şey okuyasım gelmiyor. Neyse ki artık bu hali tanımayı öğrendim.  Ve bu halin adı bile var: Reading Slump Reading […]

Yaratıcı Benliğime Yolculuk

photo of multicolored abstract painting

Hepimizin içinde var olan büyük yaratıcılar çoğu zaman içimizdeki odalarda saklı kalıyor. Başkalarının yarattıklarını, yolculuklarını görünce içimizdeki yaratıcı bende buradayım, bir bana bak diyor ama çoğumuz o sesi duyamıyoruz. O sese kulak verenlere imrenerek bakarak, onları takdir ederek geçiriyoruz günlerimizi. Bizse sadece günümüzü idare ettirmeye yetecek kadar yaratıcı yanımızı kullanıyoruz. Evet hepimiz birer yaratıcıyız, öyle […]

İki Ay

pile of rock near lake

Aradan günler, aylar geçti… En son bir hikaye yazıp uzaklaşmışım buralardan… Aslında uzaklaşmaya niyetim yoktu; düzenli yazmayı alışkanlık haline getirmiş, bol bol yazarım dediğim bir dönemdeydim. Tabii unuttuğum küçük bir detay vardı: biz taşındık 🙂 Her sene aralık ayında yıl nasıl geçti, neler okudum, nereleri gezdim diye kendime bir yazı yazardım, bu sene onu bile […]

Günler Dile Gelse

gummy bears on a pill organizer

Merhaba ben Pazartesi, ailenin sorumluluk sahibi kızı. Kız mı dedim aslında oğlu da olabilirim, ne de olsa cinsiyetimiz yok bizim, sadece haftanın günleriyiz. Tıpkı aylar gibi bizim de isimlerimiz var, her dilde farklı adlandırılıyoruz: Lundi, Monday, Montag… ismimiz nasıl olursa olsun biz hep aynıyız. Bana haftabaşı diyorlar, başlangıçlar için hep beni bekliyorlar. Halbuki bende diğerleri […]

Kitaplarım

books

Buralarda bir minimalist olmaya çalışan elvan vardı gördünüz mü? 6-7 yıl önce sadelik, minimalistlik diyip çokça yazmıştım buralarda, nelerden vazgeçtim, vazgeçemedim bol bol anlatmıştım. Şimdi kendime bakıyorum da o minimalist olmaya çalışan elvandan eser kalmamış. Elinden gelse maksimalistin önde gideni olacak. Özellikle kitaplar konusunda. Evet yine kitaplardan bahsetmeye geldim 🙂 Minimalist olmaya çalışırken en zor […]

Dizi Önerisi: Hanna ve Lidia Poët’in Hukuk Mücadelesi

person holding black remote control

İzlediklerimi yazmaya geldim. Hanna ve Lidia Poët’in Hukuk Mücadelesi bu hafta izlediğim iki güzel dizi oldu. Geçen hafta neler okuyorum yazdıktan sonra izlediklerim başka bir yazı konusu olsun demiştim. Bu aralar aksiyon, macera dizilerine sarmış durumdayım. Citadel – Diana’yı bitirdikten sonra oldu hepsi 🙂 Dönem dönem farklı tarzlara sarıyorum, bazen korku, bazen romantik komedi, bazen […]