Dikkat ettiniz mi, her yerde örgü var… Zincir giyim mağazalarından tutun da yerel butiklere kadar hepsinin vitrinini bir örgü modeli süslüyor. Bu, algıda seçicilik mi yoksa gerçekten moda mı?
Benim için algıda seçicilik 🙂 Hayatımın herhangi bir döneminde modayı takip eden biri olmadım. Hatta çoğu zaman “moda olan” şeyleri kendime yakıştıramadım. Benim için vitrinler bir trendi takip etmekten çok, yeni modeller keşfetmek anlamına geliyor.
Mart ayında başladım örgüye, burada da yazmıştım. O günlerde sadece fular yaparken şimdi kazak, ceket, bluz örmeye başladım. Örgüyle haşır neşir oldukça da vitrinler benim için bambaşka birer ilham kaynağına dönüştü. Modele bakıp örme aşamasında değilim ama benzer modellerin şablonlarını bulup örebiliyorum. Başlarda zor gelen şablon okuma işini de kaptım artık, hatta elimdekiler bitmeden yeni yumaklarda stoklamaya başladım. “Yün stoklama” diye bir kavram varmış gerçekten. Geriye bol bol örmek kalıyor.
Örgü ve yaratıcılık
Örgünün yaratıcılığımı da desteklediğini farkettim. Örmeye başladığımdan beri daha çok blog postu yazar oldum. Neredeyse her ay iki yazım oluyor, bir dönem hiç yazamadığımı düşünürsek benim için sonuç mükemmel. Örgü örerken anda kalmayı başarıyorum. İlmekleri takip ederken zaman akıp gidiyor. Elimden bıraktığımda kafamın içindeki boş sesler susmuş olduğundan, yazarken daha yaratıcı hissediyorum. Ya da hali hazırda bir şey yaratıyor olmanın verdiği özgüven yazılarımı destekliyor. Hangisi olduğunu tam olarak bilemiyorum ama sonuç kesinlikle olumlu.
Örgünün bana tek dezavantajı, kanaviçeyi elime almaz oluşum oldu. Çok sevdiğim çarpılar beni yorar hale geldi. Küçük küçük onları saymak zor geliyor bugünlerde. Örgüde akış daha güçlü sanki, ritmik ilmeklerle geçen zaman bana şu sıralar daha iyi geliyor. Belki de sadece geçici bir dönemdir. Bekleyip göreceğiz 🙂
Çoğu kişi örgüyü büyükanne hobisi olarak görse de bence günümüzün hızlı akışında anı durduran en güzel hobilerden biri. Gerçekten de elle yapılan her işte bir tür kaçış var. Koşuşturmadan uzak, üretmeye dayalı bir kaçış. Yazmak da buna dahil elbette.
Benim örgü hikayem böyle. Şimdi merak ediyorum:
Senin hobilerin neler? Hayatın hızlı akışında kendini nasıl yavaşlatıyorsun?
Yorumlarını bekliyorum…
Aynı hobi ile hayatımızı sürdürmek zorunda değiliz. Nasıl ki farklı lezzetleri merak ediyor ve tadıyorsak benim için hobiler de öyle. Geçen sene bambaşka bir hobiye sevdalıyken, bu sene çok daha farklı bir şeyler deneyimliyorum. Hayatta böyle değil mi zaten:) önemli olanın üretmek olduğuna inananlardanım, ister resim, ister kanaviçe, ister enstrüman… hiç önemi yok. Beynimizin nöronlarını güzel ve keyifli şeylerle çalıştıralım, stres ve sinirle değil. Keyifli örmeler arkadaşım
Aslında farklı hobiler deneyimleyerek nöronlarımıza yeni yollar da açmış oluyoruz 🤗 Kesinlikle katılıyorum sana, keyifle olsun, üreterek olsun ☺️