Geçen yıl şubat ayında yeni hobi alarmı diyerek çizim merakımdan bahsetmiştim. Bu senenin yeni hobisi ise örgü. Aslında benim için yeni sayılmaz, eski hobinin tekrar canlanması desem daha uygun olur sanki. Üniversite zamanlarında çokça örmüştüm, tabi çoğunluğu atkı ve bere gibi basit modellerdi.
İlmeklerin arasında örgünün rahatlatıcı etkisini özlediğimi farkettim: Başka birşey düşünemeden sadece bir sonraki ilmeğe odaklanarak zamanın akıp geçmesini. Aynı şey kanaviçe yaparken de oluyor benim için ama sanırım biraz hızlı sonuca ulaşmayı da özlemişim. Son kanaviçe modelim beni oldukça zorladığından araya daha basit modeller alsam da bir türlü bitemiyor. Bitemedikçe de elimdeki işle anda kalmam zorlaşıyor. Tek renk işleyip haftalarca elime almıyorum. İşte böyle bir anda örgünün hayatıma tekrar dahil olması tam zamanında oldu.
Başlar başlamaz sıkılmayı göze alamadığım için de yine fular, atkı gibi basit modellerle başladım. Örgünün kanaviçe gibi devamlı bir şablona bakmadan yapılması ise ayrı bir keyif sanki. Elinizden bıraktığınızda acaba nerede kalmıştım demeden kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz. Kazak gibi bir model yapınca tabiki de şablona bakıyorsunuzdur ama her ilmekten sonra değil. Kanaviçede her çarpıyı sayarak yapmanız bol odaklanma sağlasa da çok renkli modellerde zorlayıcı oluyor, bir saatte tüm gün yapmış kadar yorulabiliyorsunuz. Örgüde şimdilik bana göre öyle değil, belki de yeni başlamış olduğum içindir.
Yeni hobi alarmı dedim, yazı kanaviçe örgü karşılaştırmasına döndü 🙂 Her ikisi de ayrı güzel bence. Hatta bu aralar ikisini birlikte yapıyorum; gündüz kanaviçe gece örgü. Kanaviçedeki kumaş seçimim yüzünden akşamları yapmam çok zor oluyordu ve akşamları televizyon karşısında vakit öldürerek geçiriyordum. Yine televizyon karşısındayım ama elimde örgü olması bir işe yarıyormuş ve vakit boşa geçmiyormuş hissi veriyor.
Örgünün faydaları ise bir çok psikoloji blogunda, sayfasında sıralanıyor. Stresi azaltması, odaklanma sağlaması, el kaslarını güçlendirmesi gibi faydaların yanı sıra özgüveni de arttırıyormuş. İlk faydalar tamam da özgüveni nasıl artırır ki diye düşünmeden duramadım. Düşününce de kendi yarattığın bir şeyin özgüven arttırması mantıklı geldi. Verdiğiniz zamanın, emeğin sonucunda elinize somut bir veri oluyor, kazak, atkı, battaniye… Gerçi tüm el işleri için bunu söyleyebiliriz, kendi yarattığınız bir eser elinizde oluyor ve bu özgüveninizi arttırıyor. Ve bence yine tüm el işleri stresi azaltıp, odaklanma sağlar ve el kaslarınızı güçlendirir. Kısaca el işlerini sevelim 🙂
Benim için örgüye başlamanın en güzel yanı ise burada bir topluluğa dahil olmak oldu. Aslında başlamama da bu grup vesile oldu. Lüksemburg’da çok güzel insanların oluşturduğu TWCL ekibi geçen ay bir örgü kulübu duyurusu yaptı. Benim gibi el işini seven insanlarla bir arada olma fikri mutluluk verdi. Hatta ilk toplantıya giderken örgüye başlamasam bile tanışmak yeter diye düşündüm. Bir grup insanın toplanıp örgü örmesi, birlikte anda kalması ayrı bir keyifmiş. Bu ekiple bol bol öreceğim gibi gözüküyor 🙂
Yeni yaratıcı hobim örgüyle anda kalmaya ve sosyalleşmeye diyelim o zaman 🙂 Senin hobilerin neler, paylaşmak ister misin?
One thought on “Bir kez daha yeni hobi alarmı : Örgü”