Kış Günlüğü, Paul Auster’ın otobiyografisi…
Uzun süredir sadece bir kitap için blog yazmadım ve bu kitapta üzerine çokça konuşacağım bir kitap değil. Kitabı sevdim ve okumalısınız derim ama niyetim kitabı anlatmak değil. E neden yazıyorsun o zaman diyorsunuz, haklısınız 🙂
Kitabın kapağının bir özelliği var, kapaktaki numaralar yazarın oturduğu evlerin kapı numaralarıymış. Kitap hakkında neler söylenmiş nette gezinirken öğrendim bunu ve bana da bir fikir verdi. Evet, doğru tahmin oturduğum evlerin kapı numaraları ile ilgili yazabilirim diye düşündüm. Kitabı okumaya devam ederken ise yazarın bir bölümde bunu yaptığını gördüm.
Yazar kapı numaralarını yazıp, o evleri kısaca anlatmış. Önce bende evleri anlatayım derken yazmaya başladığımda aklıma evlerin detaylarının değil yaşadığım küçük anıların geldiğini gördüm ve onları anlatmaya karar verdim. Bu sefer kendi tarzımdan biraz farklı olarak tıpkı Paul Auster’ın Kış Günlüğü kitabındaki anlatımı ile yazmaya çalıştım: sanki bir başkası bana anlatıyormuş gibi…
Kapı Numaraları yazı dizimin bir ön habercisi olsun diyorum ve yarın dizinin ilk bölümü ile başlıyorum, umarım beğenirsiniz…
Ve bir de bu ay kendime küçük bir hedef koydum; her gün bir yazımı sizinle paylaşmak istiyorum. Bunu çoğu kez istedim ama hiç bir zaman hayata geçiremedim, belki bu ay bir değişiklik olur… Başlık Kış Günlüğü ama Mayıs ayı için Bahar Günlüğüme hoş geldiniz diyorum 🙂