İzmir’de doğup, büyüyüp de İzmir’i sevmemek neredeyse imkansız sanırım. Bırakın doğup büyümeyi bir süre İzmir’de yaşayanlar bile İzmir aşığı olmuyorlar mı? İnsanı rahatlatan dinginliği mi sevdiriyor kendini, yoksa rahat olan insanları mı sevdiriyor İzmir’imi emin değilim. Belki her ikisi de. Kendi adıma her ikisi de sevdiriyor diyebilirim. Üniversitede dahil olmak üzere bırakamadım İzmir’imi. Benim […]
12.12’de başladığım blog maceramda bir yılım bitmiş… Nasıl geçti hiç anlamadığım bir yılı geride bırakmışım 🙂 Blog yazmaya ilk başladığımda sürekli yazar mıyım emin değildim, başladığım işi er ya da geç mutlaka bitiririm de blog nasıl bir ortamdır bilmiyordum. Hevesle başlayıp bırakır mıydım emin değildim. Ama sevdim yazmayı, kendimi anlatmayı, aklımdan geçenleri söylemeyi. Hiç kimse […]
Burası bir anne-bebek blogu değil biliyorum, ama yaşadığım süreci sizlerle paylaşıp belki bir yardımı dokunur diye anlatmak istiyorum. Ne süreci mi? Emzirmeyi bırakma… Küçük Sıpam doğduğunda, sütüm yetecek mi acaba doyacak mı diye endişelenirken, nasıl bıraktırırım diye endişelenmeye başlamıştım. Çokça blog okudum. İnsanların yaşadıklarını okuyup, kendimi bu sırada ne ile karşılaşacağıma hazırlamaya çalıştım. Okumak, […]
Arayı her uzattığımda tamam bir daha bu kadar ara olmayacak diyorum ama her seferinde biraz daha uzuyor. Bu sefer kendimce haklı mazeretim var, bakalım mazeretim kabul görecek mi? Çalışan bir anne olarak felsefem olduğu kadar, olmazsa takma kafana hayat kısadır. O yüzden beni mutlu eden uğraşlara zaman ayırmak benim için daha önemlidir çoğu zaman. […]
Son sayfasına kadar merakla okuyacağınız bir kitaba ne dersiniz? Kate Atkinson’un bu kitabı tam da böyle, son sayfaya kadar sizi şaşırtıyor. Mayıs 2012’de Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan kitabını raflarda daha yeni gördüm. Arka kapağını okuduğumda herhalde bir detektif romanı okuyacağım diye düşünmüştüm. 3 farklı karakterin, Küçük Kız Joanne, 16 yaşındaki Reggie ve detektif Jackson Brodie’nin […]
Anne olduktan sonra algıda seçicilik midir, nedir, bilmiyorum ama her kitapçıya girişimde gözüme mutlaka bir anne-bebek, ebeveynlik, bebek gelişim kitabı takılıyor. Okumayı sevmemden dolayı da birçoğunu elime alıp bir göz gezdirmişimdir. Bazılarını ise bence her anne ve anne adayı okumalı, yalnız değilim diyebilmek için, hatta babalar ve çocuğun bakımında yardımcı olacak herkes okumalı. Fazla iddialı […]
Doğum panolarını işlemeyi sevdim… Hem işlemesi hızlı oluyor, hem de kişiye özel olduğu için eşsiz oluyor. Son panom Doğukan’ın panosu; annesinden Doğukan’ın motorları sevdiğini öğrenince tema hemen kendini belli etti, motor. Çocuk odasına en çok yakışacak motorda tabiki de Vespa olmalıydı. İlk önce aklıma vespalar yapıp doğum bilgilerinin etrafına çerçeve gibi işlemek geldi. Şablon arayışına […]
Yıllar geçtikçe büyüyeceğime, küçülüyorum. Ve inanın bana daha mutlu oluyorum. Hayatın bize getirdiği sorumlulukları taşımak yeterince yoruyor bizi, küçük şeylerle mutlu olmak, küçük şeylerle tekrar çocuk olabilmek rahatlatıyor insanı. Girişe bakıp felsefe yapacağımı düşünmeyin, hiç tarzım değil. Sadece aylardır fotoğraflarına bakıp benimde olsa mı acaba diye düşündüğüm Momiji Bebeklerinden aldım kendime, onları anlatacağım sizlere. Bu […]
Livaneli’nin kitaplarıyla tanıştıktan sonra kitaplığımın baş yazarı oldu kendisi. Tüm yazdıklarını okumak istiyorum. Ama araya farklı kitaplar sıkıştırmadan da duramıyorum. Farklı zaman aralıkları ile iki kitabını daha okudum. İlk olarak, Livaneli’nin Konstantiniyye Oteli’ni okuduktan sonra, arkadaşımdan Bir Kedi, Bir Adam,Bir Ölüm kitabını alıp okudum. 2001 yılında yazdığı bu romanında İsveç’te yaşayan Türkiye’den ve farklı coğrafyalardan […]