Temmuz ayında tam bir kitap kurduydum, ne yıllık izinim vardı ne de boş zamanım ama İzmir’deki vapur grevi yolda geçen süremi ikiye hatta üçe katladığı için bol bol okudum. Benim için kesinlikle kişisel bir rekor oldu bu ay, tam 8 kitap okudum. Hadi gelin bakalım neler okumuşum:
İlk kitabım Çimen Erengezgin’in yazmış olduğu Vay Başına Yoga Gelenler oldu, kitap yogaya yeni başlayan bir kişinin aklından neler geçtiğini anlatıyor. Yazar kendine has anlatımıyla tam işte bende böyle düşündüm dedirtiyor, yazarın kitaba serpiştirdiği fotoğrafları ve anlatımıyla temel yoga pozlarının olması ise kitabın bonusu. Yogaya ilginiz varsa ya da bu yoga niye popülerleşti, ne ki acaba diyorsanız, bu kitabı kesinlikle okumalısınız. Esprili dili ve akıcı dili rahatlıkla okunmasını sağlıyor.
Beni takip edenler bilir, sadeleşmeyi araştırmaya başladıktan sonra daha fazla dikkatimi çekmeye başladı sağlık kitapları, nefes egzersizleri ve kişisel gelişimler. Ebru Şinik’in yazmış olduğu Nefeste Saklı Hayat kitabı da karşıma çıkıyordu kitapçıya her gidişimde, inatla almıyordum kendime göre zamanım vardı. D&R’de kitabı indirimde görünce ise tamam okuma zamanım geldi dedim ve tek solukta okudum. Kitapta temel yoga nefesleri anlatılıyor, bölüm sonlarında ise anlatılan nefes egzersizini izlemek isterseniz Ebru Şinik’in you tube kanalının kare kodu yer alıyor. Kitabı soluksuz okusam da henüz egzersizleri denemeye başlamadım. Nefes konusunda az çok merakınız varsa okuyabilirsiniz bu kitabı ama bu konuda zaten ilgiliyseniz kitapta anlatılanlar çok basit gelebilir sizlere, emin olamadım.
Bu kadar kişisel gelişim bana yeter diyerek ayın üçüncü kitabı her şeyi ertelemeyi seven benim için merak uyandıran John Perry’nin Erteleme Sanatı kitabıydı. Kitabı Ocak ayında almıştım ama erteleye erteleye bu aya kaldı okuması 🙂 Kitap ertelememeyi öğrenmeyi anlatmıyor, ertelemenin çok iş yapmaya sebep olduğunu anlatıyor, kendine göre sebepleriyle.
Satın alıp okumayı ertelediğim bir diğer kitap ile devam etti bu ay ki kitap okuma maratonum. Halil Cibran’ın Ermiş ve Ermiş’in Bahçesi kitapları… İkiside incecik 1 saatlik okuma ile bitebilecek kitaplar, içerisinde yer alan yaşama dair öğütler ise dönüp dönüp tekrar okunacak türden.
Bu kadar felsefi okumadan sonra ise romanlarıma geri dönmek istedim ve bunun için Livaneli’den daha iyisi olamaz dedim, raflarda yerini alan Elia İle Yolculuk kitabının sayfalarını çevirmeye başladım. Ve benim için hayal kırıklığı oldu, kalemini sevdiğim Livaneli değil de başka biri yazmış gibi hissettim kitabı ki şimdiye kadar Livaneli’nin beğenmediğim bir kitabı karşıma çıkmamıştı. Sanki yazılmış olsun diye yazılan bir kitap okuyormuşum gibi hissettim.
Livaneli’nden sonra yine tanıdığım bir yazar ile devam etmek istedim ve Haruki Murakami’nin Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında kitabına başladım. Onu da soluksuz okudum ancak, ilk okuduğum Sputnik Sevgilim’deki keyfi alamadım kitaptan. İlk aşkını unutamayan bir adamın hayatını anlatıyor kısaca kitap, ancak hikayenin kurgusu eşsiz değil ve sizi merakla sayfaları çevirmeye teşvik etmiyor.
Bu ay kitaplar konusunda çok da şanslı olmadığımı düşündüğüm bir anda kitapçıda karşıma Tüten Yolukar’ın Bunların Hepsi Hikaye isimli kişisel gelişim kitabı çıktı. Kitapta yer alan farkındalık hikayelerinden biri mutlaka sizi anlatıyordur. Farkındalıkla hayatı yaşamanın önemini kendine has tarzıyla çok güzel özetlemiş Tüten Hanım, kitabı çok kısa sürede bitirdim ama uzunca süre başucu kitabım olacak kendisi. Okudukça sindirilen kitaplardan olmuş bence bu kitap, kesinlikle kişisel gelişime ilginiz olsun olmasın okumanızı tavsiye ederim.
Kitapla kalın, mutlu kalın… İyi okumalar…
Bu ara ben tembelleştim sanırım kitap konusunda 🙁
Kişisel gelişim kitaplarından notlar da alıntılar da yaparsan sevinirim 🙂
sıcaklar tembelleştiriyor insanı 😉 alıntıları zaman zaman instagram hesabımda fotoğraf paylaşırken yapıyorum ama her zaman değil, istersen takip edebilirsin 🙂