Aylardır bugün için hazırlanıyordu. Gideceği şehirle ilgili bulduğu her kitabı okumuş, bloglarda günlerce gezinip neler yapacağını listelemişti. Hatta internette sanal olarak sokaklarında bile dolaşmıştı, sanki yıllardır orada yaşıyormuş gibi her detayını hafızasına kazımıştı. Şimdi o sokakları kendi adımlarıyla arşınlama zamanıydı. Sabah uyandığında her şeyi hazırdı; valizini kapının yanına koymuş, çantası sırtında balkonda heyecanla taksiyi bekliyordu. […]
Etiket: yazarlık denemesi
Kutu
Domates salçası yaptığım o gün keşke mail kutuma bakmasaydım diye düşünüyordu Selin. O günden beri çığlıklar hayatına girmiş, ormandaki günleri tekrar yaşamasına sebep olmuştu. Şimdi de yeni bir mesaj vardı karşısında her şeyi bırakıp ormana gitmesini isteyen. “Murat hala o ormandaki gençler sanıyor bizi sanırım, nasıl her şeyi bırakabilirim, kızımı nasıl yalnız bırakabilirim?” Maili okuduğunda […]
Sabun
Yıllar sonra genç kızlığının geçtiği o küçük odadaydı. Oda, bıraktığı gibiydi; dağıttığı giysileri ve kitapları bile yerde duruyordu, kalın bir toz tabakasının altında. Annesi odasına gittiğinden beri hiç dokunmamıştı. “Bir gün geri döneceğini biliyordum.” Arkasını döndüğünde annesinin gözünde bir damla yaşla ona baktığını gördü. Sessizce önüne dönüp yerdeki eşyaları toplamaya başladı, artık giymesi imkansız giysileri, […]
Harcama
Kahvesinden büyük bir yudum alıp harcama listesine gömülmüştü, bir hayalin gerçekleşmesinin bu kadar masraflı ve zor olacağını tahmin edememişti. Yeni bir şehirde, yeni bir hayattaydı. Birden eskilerden bir koku duydu oturduğu kafede, kokulara karşı her zaman hassas olmuştu. Bu kokuyu en son lise yıllarında vapur iskelesinde duymuştu ve karşısında görmüştü can dostunu. Çok uzun zaman […]
Şaklaban
‘Çalıştır, çalıştır…’ Elleriyle başının her iki yanındaki hayali kolları çeviriyor, aynı iki kelimeyi tekrar ederek aklına yeni bir şaklabanlık gelir mi diye köşesine çekilmiş bekliyordu. Yaptığı her şakaya kahkahalarla gülen arkadaşları en iyi şaklaban yarışmasına katılması için onu ikna etmişlerdi. Finale kadar yarattıkları onu hep bir adım sonrasına taşımış ve herkesi güldürmüştü ama şimdi aklına […]
Kare
Madam Flore, her sabah evinin önünde oturur, yoldan geçen herkese günaydın derdi… Küçük tilki ona yeni arkadaşını getirdiği güne kadar bu rutini hep böyle devam etmişti. Yeni arkadaşıyla birlikte ise yeni bir renk gelmişti hayatına; küçük çocuk her gün okuldan sonra Madam’ın evine uğrar, onunla sohbet eder, oyun oynardı. Ufaklık ile Madam’ın zamanı unuttukları sohbet […]
Radyo
Hanzade, dedesinin evine gidip onun eski radyosuyla oynamayı çok severdi. Dedesi, o radyonun ona büyülü bir kapı açacağını söylemişti. Hanzade bu sözden sonra dedesini her ziyaretinde radyoyu kurcalar bir kapı görmeyi umut ederdi. Bir gün çalışmayan radyodan şarkılar duymaya başladı, dedesi yanına sessizce yaklaşıp ‘artık kapı açılmaya hazır, radyoyu evine götür’ dedi. Eski radyoyu alıp […]
Gül
Ayrılığımızın kırkbeşinci günü, beni bırakıp gitmeseydi, birlikteliğimizin beşinci yılını kutluyor olacaktık bugün. Alışamadım yalnızlığa; hala sol yanım onu arıyor, hala kahvemi içerken ona da bir fincan koyuyorum, hala diş fırçası banyoda duruyor. ‘Bitti artık’ dediğinde evdeki tüm eşyalarını topladı, bir tek banyodaki diş fırçası kaldı bana, bir de evin her köşesinde bize ait anılar… Acaba […]
Cansız
Sepete giremeyen elmalar gibi hissediyordu kendini; cansız, çürümüş, kendisi gibi olanlarla yerde, kaderine terk edilmiş. Aslında her şey, sepetteki elma olmak istemesiyle başlamıştı. O da herkes gibi en iyisi olmak için yarışmıştı, en iyi okullar, en prestijli iş, en güzel ev, en iyi aile… Tüm en iyiler onun olmuştu kısacık yaşamında, sadece en mutlu olan […]