Yeni ay, yeni heyecan dedim, e-kitap olarak okumayı düşündüklerime yeni kitaplar ekledim.
İzmir’de elimde daha okunacak kitap varken kitapçıya gider yenilerini alırdım, yeni kitaba dayanamıyorum diyordum. Ve bunun sadece basılı kitaplar için geçerli olduğunu düşünüyordum, değilmiş… Şu anda kindle’da okunmayı bekleyen 90’a yakın kitap var olmasına rağmen hala başka hangi kitapları okuyabilirim diye araştırma peşindeyim, hatta ziyaretime gelecek annemlere kitap siparişi bile verdim, e-kitap olarak bulamadığım için.
Her gün yenilerini eklediğim e-kütüphanemden bu ay neler okumuşum gelin birlikte bakalım:
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği / Milan Kundere
E-kitap sitelerinde gezinirken gözüme takıldı ve okumaya başladım bu kitabı. Başlarken ne okuduğuma emin olamadım bir an çünkü yazar felsefe ile iç içe geçmiş bir şekilde anlatıyor olayları. Bazı sayfalarda kendi görüşlerini de ekleyerek çok farklı bir okuma deneyimi sunuyor bizlere.
Roman, 1968 yılındaki Prag Baharı döneminde Doktor Tomas, doktorun eşi Teraza, Ressam Sabina ve Akademisyen Franz karakterlerinin yaşamları ile bize var olmanın dayanılmaz hafifliğini anlatıyor. Bu kitabı anlatmak için benim kelimelerim az kalıyor bence, siz en iyisi okuyun… Bende bir kez daha okumak istiyorum bu kitabı sanki tam anlamamış gibi hissediyorum kendimi…
Zayıflamada Son Söz / Deniz Egece
Aslında bu bölüm sadece okudum, bitti köşesi ama bu kitap, okuyamadım ve bitemedi oldu. Kitap bir kaç yıl önce ilk çıktığında merak etmiştim ama para verip almaya kıyamamıştım, e-kitap olarak bulunca bir bakalım neymiş dedim.
Giriş bölümünde yazar, “Kitap okuduktan sonra başucu kitabınız olacak, başkalarına tavsiye edeceksiniz. Ama kitabı kopya satın almayın, başkasına vermeyin, bu kitap sizde kalmalı, tavsiye ederseniz yeni kitabı almasını söyleyin” gibi bir şeyler yazmış. Kelimesi kelimesine aynı olmayabilir ama bu kadar iddialı yazmış. Okuyunca ne anlatıyor ki bu kadar kendine güveniyor dedim. Ancak kitabın %25’ine kadar okuyabildim. Sanki bilinçaltı ile ilgili internette ne varsa bu kitapta toparlanmış ve anlatılmış gibi hissettim. Bölüm sonlarında da yazarın “ben deniz egece, sana iki şükran ve bir sevgi sunuyorum” cümlesi de ayrıca sinirlerimi bozdu.
Sonuç olarak ilk defa bir kitabı okuyamadım ve ilk defa sakın vaktinizi bu kitaba harcamayın diyorum. Belki de ben anlayamadım kitabı bilemiyorum ama zamanımı boşa harcadığımı hissettim kitabı okurken.
Ol Der ve Olur / Tuğçe Işınsu
Hala öyle mi bilmiyorum ama Türkiye’deyken bu kitap çok satanlar arasındaydı ve bende çok merak ediyordum. Ancak hiç bir zaman satın almak içimden gelmemişti. Okumak için kitaba şans verdiğimde ise iyi ki almamışım dedim kendime.
Spiritüel uygulamaların, farkındalığın, şimdinin gücünün ve duaların harmanlandığı bir kitap olmuş bence. Çoğu bölümünün sadece başını okuyarak geçtim. Okurken vaktimi boşa harcadığımı hissettim. Okumayı bıraktığım kitabın hemen arkasından bu kitaba başlamak hiç de iyi bir seçim değilmiş. Kitapları okurken biraz daha fazla seçici olmaya başlamalıyım bence.
Bitmeyecek Öykü / Michael Ende
Yazarın daha önce Momo kitabını okumuş ve hayran kalmıştım. Benim için kötü iki kitaptan sonra işimi şansa bırakmayarak sevdiğim bir yazarın kitabına başladım ve iyi ki de öyle yapmışım; yine keyifle okuduğum bir kitap oldu.
Kitap hakkında söyleyecek çok şey var aslında ama çok beğendiğim kitaplarda nedense anlatamıyorum hislerimi. Son sayfasına kadar evrilmeye devam eden, hayal gücüne hayran kaldığım hikaye, satır aralarında verdiği mesajlarla da “iyi ki okudum” dedirtti. Ve bir kez daha kitapların büyülü dünyasını tanıdığım için şükrettim… Kitabın ana mesajı ile son cümlemi yazayım: Ne istiyorsan onu yap!
Nisan kitaplarında görüşmek üzere, kitapla kalın, mutlu kalın… İyi okumalar…