Kocaman Temmuz ayını tek satır yazmadan bitirdim ve Haziran kitaplarımı yazmak Ağustosa kaldı.
Yaz tembelliği biraz daha sürecek gibi gözükse de artık arayı bu kadar açmayacağımı düşünüyorum. Lafı çok uzatmadan Haziran kitaplarımı yazayım, bir kaç güne de Ağustos kitaplarım ile devam ederim, anlatacak çok şey birikti, yavaş yavaş başlarım yazmaya 😉
Okulsuz Büyümek / Ben Hewitt
Okulsuz eğitimi anlattığını düşündüğüm için bu kitabı merak ediyordum. Ezberci eğitime farklı bir bakış açısı göreceğimi düşünerek okumaya başladım kitabı ve okurken de gerçekten eğitim sadece okula gitmekle mi oluyor diye sorgulasam da okulsuz büyümek çok cazip gelmedi benim için. Ülkemiz için okulsuz eğitim ve büyümek çok zor olsa da böyle bir yaşam tarzının çocuklara neler katabileceğini görmek açısından güzel bir kitap.
“Ben iyi ve anlam dolu hayatın kültürün emrettiği eğitim basamaklarının tırmanılmasına bağlı olmadığını söylüyorum.” diyor yazar ve kendi deneyimlerini anlatıyor kitabında. Okumaya başlamadan önce daha kuralcı bir dille okuyacağımı düşünmüştüm. Yazarın anılarını anlatıyor olması okunması daha kolay bir hale getirmiş kitabı.
Yazar kendi inşaa ettiği bir çiftlik evinde eşi ve iki çocuğuyla birlikte yaşıyor. Çiftliğin tüm işlerini bu 4 kişilik aile imece usulu ile tamamlıyor, herkesin bir görevi ve sorumluluğu var. Çocuklar büyüdükçe de sorumlulukları artıyor. Okurken çoğu yerinde işte bizim klasik köy yaşamı dediğim noktalar çok oldu. Kitap okulsuz eğitimdense okulsuz hayatı anlatıyor aslında. Şehirden kaçısın artık moda olduğu günümüzde gerçek anlamda şehirden uzak bir ailenin deneyimleri ile kitap kapağında da belirtiği gibi sıradışı bir ebeveynlik macerası okuyoruz.
Kralların Çarpışması / George R.R. Martin
Mayıs ayında başladığım Taht Oyunları serisinin ikinci kitabında dört kralın savaşını okuyoruz: Joffrey, Stannis, Renly ve Robb Stark.
Diziyi izlerken en çok Sur’da olanlar dikkatimi çektiğinden ya da kralların savaşları dizide artık çok geride kaldığından serinin bu kitabını merakla okudum. Dizi ve kitap farkı ile yine iyi ki ktaplar var dedim kendime. O yüzden aynı keyifle seriyi okumaya devam etmeyi planlıyorum ama Temmuz ayında serinin biten bir kitabı olamadı 🙂
Fahrenheit 451 / Ray Bradbury
Çok satanlar rafında görmeseydim okumak aklıma bile gelmezdi bu kitabı, görüp arka kapağını okuyunca ise böyle bir kitabı okumamazlık yapamazdım.
1920 doğumlu yazar kitabı 1953 yılında yazmış, ekranların hakimiyet kazanmaya başlamasıyla kitapların tamamen hayatımızdan çıkacağını öngörmüş. Kitapta itfaiyecilerin görevi yangın söndürmek değil, kitapları yakmak. Tüm yapılar yangına dayanıklı ve insanlardan tek istedikleri televizyon izlemeleri. İnsanların kendileri için yaptıkları hiç birşey yok düşünmek dahil olmak üzere. Kitabın kahramnı İtfaiyeci Guy Montag ise yeni taşınan yan komşusu sayesinde bu durumun farkına varıyor ve yaptığı işi, hayatı sorgulamaya başlıyor.
Yazarın yazdıkları sanki günümüzü anlatıyor, kitapların yakılmasının meslek olması dışında. Her sayfasını zevkle ve heyecanla okudum. Sizde benim gibi bu kitabı henüz okumayanlardansanız kesinlikle okumalısınız. Kitabın film uyarlaması da var ancak henüz izleyemedim, böyle bir konuyu filmde izlemek ayrı keyifli olur diye düşünüyorum.
Kitapla kalın, mutlu kalın… İyi okumalar…