Kulağımda yağmur sesi ile Eylül kitaplarını yazmaya geldim… Evde olunca daha çok kitap okurum diye düşünüyordum ama bu konuda yanılmışım, hatta bir ara işe giderken daha çok okuyordum diye de düşünmedim değil ama aylık okuduğum kitap sayısı değişmedi ve bunu gördüğüme mutlu oldum. Hadi gelin bu ay neler okumuşum birlikte bakalım:
At, Kurtul, Ferahla / Marie Kondo
Minimal akıma kapılıp Kondo’nun kitaplarını okumadıysanız çok şey kaybettiniz demektir 🙂 Marie Kondo’nun ilk kitabı Derle, Topla, Rahatla’yı okuduğumda burada uzun uzun anlatmıştım. İlk kitaptan sonra ise çıkan bu ikinci kitabını ilk olarak almak istememiştim, farklı ne yazıyor olabilir ki diye düşünmüştüm. Ama bir yandan da acaba ne yazıyor diye merak etmeden de duramıyordum. Fazla merakta kalmamak için de alıp okumaya karar verdim.
İki gün gibi çok kısa bir sürede bitirerek iyi ki aldım dedim kitabı. Aslında ilk kitabı ile benzer gibi gözükse de farklı; ilk kitapta işin daha çok felsefesi vardı bu kitapta ise pratik öneriler. Giysilerin nasıl katlanacağından, eşyaların dolaplara nasıl bir düzenle yerleştirilmesi gerektiğine kadar bir çok öneri karikatür tarzı görsellerle desteklenerek anlatılmış.
Benim derdim minimalizm değil ama evimin dağınıklığı ve kalabalıklığı beni yoruyor diyorsanız ve nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız bu kitabı okuyarak başlayabilirsiniz. İlk kitabını mı yoksa bunu mu okumalıyım derseniz, bence ikisini de okuyun, pişman olmazsınız.
Önce Hayallerim Öldü Sonra Babam / Başak Kablan
Youtuber, blogger ya da herhangi bir sosyal medya fenomeninin çıkardığı kitapları almaktan genellikle kaçınırım. Bazı bloggerların kitaplarını alıp, bazılarının da sadece kitapçıda göz gezdirip bu muydu yani abartılan kitap demişliğim çok olmuştur. O yüzden Başak Kablan’ın da kitap çıkardığını görünce almak gibi bir niyetim hiç yoktu. Kendisinin videolarını takip ederim, severek izlerim ama video ile yazı aynı şey değil sonuçta.
Kitapçıda kitabı görünce ise yine merakıma yenik düşerek elime aldım ve o anda okumaya başladım, iyi ki de merakıma yenik düşmüşüm. Kah gülümseten kah hüzünlendiren anlatı o kadar samimi geldi ki sanki Başak karşımda oturmuş anlatıyor bende onu dinliyormuşum gibi hissettim. Yazdıklarına karşılık kendi fikirlerimle onunla sohbet etmek istedim. Hele mezun olduğu işletme bölümünü anlatışı, bir işlete mezunu olarak işte tam aklımdan geçenler dedirtti. Kitapta sayfaları çevirdikçe de elime kağıdı kalemi alıp yazasım geldi. Keşke hep böyle yazarlar ile karşılaşsak şu sosyal medya denilen denizde. Kısacası iyi ki okudum, ve kesinlikle tavsiye ediyorum.
Hayatın Kayıp Kullanım Kılavuzu / Joe Vitale
Elime aldığım gibi bir çırpıda biten kişisel gelişim kitaplarından biri de bu kitap. Okuduğum bir çok kişisel gelişim kitabından farklı bir şey yazmıyor kitapta ama yine de okuduktan sonra “evet her şey benim elimde, ben yaparım” dedirtiyor.
Kişisel gelişim ve mutluluk üzerine yazılan kitapları seviyorsanız bir solukta okuyabileceğiniz bir kitap, zamanınız bolsa okuyun derim. Ama zamanın altın değerinde olduğu günümüzde bu kitap yerine yeni ve farklı bir yazara şans verebilirsiniz bence, sonuçta bu kitapta yeni bir şey öğrenmiyorsunuz günümüzün modası mutluluk ve kendini gerçekleştirme ile ilgili her kişisel gelişim yazarının üzerinde durduğu konuları okuyorsunuz.
Mülksüzler / Ursula K.Le Guin
Bu ayın benim için favori kitabı Mülksüzler… Yazar ile geçen sene bu zamanlar okuduğum Yerdeniz Büyücüsü kitabı ile tanışmıştım. Ve ilk okuduğumda sevmedim bu kitabı demiştim aradan biraz zaman geçip tekrar okuduğumda ise daha önce niye sevmedim ki diyerek tüm kitaplarını okumaya niyet etmiştim.
Bu kitapta yazarın en bilinen eserlerinden biri olunca okumak için dört gözle bekledim. Uzun süre kitaplığımda bekledi, Yerdeniz Büyücü’sü gibi ilk okuyuşumda anlayamamaktan korktum sanırım. Ve kitabın son sayfasına kadar da bu his peşimi bırakmadı. Anarşizmi bu kadar güzel anlatan bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum. Kitabı anlatabilecek kelimeleri bulmakta zorlanıyorum açıkçası. O yüzden lafı uzatmadan bu ütopyayı okumaya zaman ayırın pişman olmazsınız diyorum.
Kitapla kalın, mutlu kalın… İyi okumalar…
Sosyal medya fenomenlerinin yazdığı kitaplara ben de çok ön yargılıyım aslında. Kitap çıkaranların kitapları instagram postundan öteye geçemeyecekmiş gibi geliyor nedense…
Kesinlikle bana da öyle geliyor ama başak kablanin anlatısı açıkçası hoşuma gitti, hosuma gitmesini beklemiyordum hatta ilk elime aldığımda yazacak ne buluyorlar ki diyerek okumaya başladım. Aslında günlük gibi yazmış başak da ama en azından okuduğunda insanda bir gülümseme bırakıyor (#128522#)