Gezdin, geldin, anlattın ama bebekle geziyi biraz daha detaylı anlat diyen varsa okumaya devam…
Daha önce de oğlumla gezilerimiz(tık tık) olmuştu, anlatmıştım. Yurt dışı deneyimimiz ise ilk kez oldu ve umarım son olmaz. Gezerken yorulsam, bazı anlarda çıldırmış olsam da biriktirdiğimiz anılar her şeye değer.
Öğrendiğim ve emin olduğum bir gerçek var ki çocuğun uyku düzeni bozulursa her şey bozulur. O yüzden siz benim yaptığım hatayı yapmayın ve uyku saatlerini atlamayın. Gerçi bizim uyku saatlerini atlamamızda oğlumun her yerde uyumamasının da etkisi büyük oldu. Sıpam eğer etrafta ben varsam sadece emerek uyuyor ve başka türlü uyumayı reddediyor. Emzirmek sorun olmadı, emzirme örtümüz sayesinde her yerde rahattık ama bebek arabasına yatırmaya gelince tam bir kabus. Sadece 1 gece bebek arabasında uyumaya itiraz etmedi o kadar. Onun dışında öğle uykularında, gece uykularında kesinlikle arabasını istemedi o da bizim için zor oldu. Onun uykusuzluk stresi bize yansıdı, zincirleme bir keyifsizlik oldu havada.
Uykuyu bir yere not ettiyseniz, ikinci önemli nokta yemek. Aç insan mutlu değildir unutmayın, küçük olması bir şeyi değiştirmez 😉 Biz hala emdiği için bir nebze rahattık gezimizde. En azından acıkırsa yemeği her an garantiydi. Ona rağmen öğünlerini atlamamaya çalıştım, hareket halinde ne kadar mümkün olabilirse.
Uyku ve yemek dışında tabiki de diğer bir önemli nokta çocuğunuzla tatilde olduğunuzu unutmamanız. Bu ne demek şimdi mi? Eğer yanınızda çocuğunuz varsa, eşinizle baş başa yaptığınız veya arkadaşlarınızla yaptığınız tatiller gibi olmasını beklemeyin. Öyle bir beklentiniz varsa çocuğunuzu aile büyükleri ile bırakın. Sizin gibi çocuğunuzda tatilden keyif almalı ki huzursuz olmasın. O yüzden artık tatillerinizi planlarken çocuğunuzun da gezmekte keyif alacağı alternatifleriniz olmalı. Biz bunu düşünmedik, daha küçük, bebek arabasında gezer dedik. Küçük Sıpam 19 aylık bir birey olduğunu ağlama krizleriyle hatırlattı bize. Bebek arabasını ise gezinin son 2 günü neredeyse hiç kullanmadı. Yanında yürüdü, arabasını tuttu ama kesinlikle oturmadı. Siz benim zevkime göre bir yerlere gitmezseniz bende sözünüzü dinlemem dedi resmen 🙂
Uyku, yemek, çocuğun zevkini göz ardı etmeyen bir tatil planı… Tamam bunlar sorun değil, biz yanımıza ne alalım diyorsanız, işte bunu yanlış kişiye soruyorsunuz 🙂 Çok pimpirikli bir anne değilim. Sadece ne olur ne olmaz diye ateş düşürücü şurubunu, ateş ölçeri, böcek sokmalarına karşı kaşıntı ilacını, düşmelere karşı merhemini ve ne olur ne olmaz diye okyanus suyunu aldım yanıma. Bebek bezi konusunda ise rahattım, ne de olsa mahrumiyet bölgesine gitmedik, bittiğinde marketten yenisini alırım diye düşündüm ve öyle de yaptık. Aslında aldığım ilaçlarını muadillerini mutlaka bulurdum ama riske atmak istemedim. Onun dışında giysilerini çok fazla almışım yanıma. Her güne 1 kat yeterdi ama emin olamadığım için havanın durumundan yazlık kışlık ne varsa doldurdum valizi, doğal olarak da yarısından fazlasını hiç giydirmeden geri getirdim.
Bu sefer oyuncak konusunda rahattım, fazla oyuncak almadım yanıma. İç içe geçen kaplarını ve kepçesini aldım oğlumun, evet kendisi bir kepçe hastası. Sadece 2 oyuncak kum, toprak, taş bulduğu her nokta da oyaladı oğlumu. Son gün ise dayanamadım oyuncakçıdan yeni bir oyuncak aldım. O yeni oyuncak son gün bir nevi kurtarıcımız oldu.
Almayı unuttuğum ve almadığıma pişman olduğum tek eşyamız ise kangurumuz oldu. Oğlum yürümekten yorulduğunda arabasına oturmak yerine benim kucağımda taşınmak istediğinden 5 günde bolca kol kası yaptım diyebilirim 🙂 Kangurumuz yanımızda olsaydı biraz daha az yorucu olurdu.
Bebekle gezide bana göre en önemli noktayı unutuyordum; uçak saatleri… Gidişimizde bir problem yoktu oğlum erken uyanan bir çocuk olduğundan sabah 5,5’ta kalkmak onu çok yıpratmadı ama dönüş uçağımızın akşam 10’da olması beni çıldırttı. Küçük Sıpam çok geç yatmaz en geç yatışı 10 olur evdeyken. Eğer gündüz uyumadıysa o saate kadar bile dayanamaz. Uçağımızı akşam saatlerine alarak hata yapmışız, tüm gün uyumayan çocuk uçağa bininceye kadar da uyumadı ve bildiğin çıldırdı. En son çoraplarını çıkarıp yalın ayak havaalanında dolaşıyordu ki o nokta eşim devreye girdi. Bir daha yurtiçi veya yurtdışı hiç fark etmez 8den sonrası için yolculuk ayarlamayı düşünmüyorum. Gerçi büyük lokma ye, büyük söz söyleme demişler; istisnalar olabilir 🙂 Yeni bir bebekli gezide birlikte olalım…