Gözlerini dünyaya açtıktan sonra yaşadığın ilk ev, çocukluk anılarına ev sahipliği yapan ev…
100 metrekare olan ev sana her zaman çok büyük gelmişti, çift kale maç yapabileceğiniz upuzun koridoru vardı. O koridor kimi zaman maç sahası olurken kimi zaman da oyuncak savaşlarında cephe olurdu. Hatırlar mısın, oturma odasındaki koltukların minderlerin koridora üst üste koyup barikat yapardınız kuzenlerinle ve sonra barikatların arkasından oyuncak savaşı… Savaş bittiğinde koridor oyuncaktan geçilmez olurdu.
Apartmana ait olan kocaman otopark ise sokak oyunlarınızın geçtiği en önemli mekandı… Otoparka inen yokuştan kaykay ile kaymak en büyük zevklerinden biriydi.
Zemin katta oturan komşunuz bir köpeği vardı, adı Rexy’di, emin değilsin aslında adından, çokça zaman geçti üzerinden. Çocuklar her önünden geçtiğinde havlardı, bir gün köpekçik peşinden koşmaya başladı… Otoparkın yokuşunu soluk soluğa koşarken köpeğin seni ısıracağından emindin. Sonra abin yokuşun başından hazır ola geç diye bağırdı sana, o korkuyla tek yapabildiğin talimata uymak oldu. Köpek geldi, seni kokladı ve gitti. O güne kadar köpeklerden korkardın, zaten o yüzden kaçmaya başlamıştın. Sana bir şey yapmadığını görünce köpek korkunu da yenmiştin. Hala aklında bir soru işareti acaba o anda köpek sana saldırsaydı ne olurdu?
Eve geri dönelim, evde annenin bir çiçek köşesi vardı… O köşe bebeklerinle oynarken orman olurdu ve pikniğe giderdiniz. Bazen de balkondaki çiçekler piknik alanı olurdu. Salonda yer alan orta sehpanın altı ise her tarafından görünüyor olsa da senin için sığınak gibiydi, çoğu zaman bebeklerinin evleri orası olurdu.
İlkokul sıralarındayken taşınacağınızı öğrendin, neyse ki hemen değildi, ilk okul bitinceye kadar 33A – 6 numara senin dünyan olmaya devam etti. Taşınmadan önceki son yaz olsa gerek yokuş aşağı bisiklet ile inerken frenin patladı ve duramadın. Daha doğrusu duran bir arabaya toslayarak durabildin, dudağın patladı, dizin yarıldı ama annen kızacak diye eve gitmek istemedin. Sonrasını hatırlamıyorsun ama kızacak mı merakın hala aklında, sahi kızmış mıydı acaba?
Şimdi oğlunun evde oynadığı gibi sende o apartmanın girişinde kaymaca oynardın; koşup koşup kendini yere kayarak atmanın keyfi çok güzeldi… Belki de oğluna “yapma” derken bir kez daha düşünmelisin, büyüdükten sonra kaymaca oynadın mı hiç? Bırak çocukluğunun keyfini çıkarsın…
En güzel çocukluk anılarına ev sahipliği yapan yerden gençlik anılarını topladığın eve taşınırken mutlu muydun, hüzünlü müydün hatırlamıyorsun… Hayal dünyan seninle olduğu sürece her yer evindi ne de olsa…
One thought on “Kapı Numarası: 33A – 6”