Her şey bir Pazar günü Chemex’de demlenen kahveden içmem ile başladı ve bu içtiğim kahve ise ötekiler neydi acaba dememe sebep oldu. Eve geldiğimde karar vermiştim bende bir Chemex edinmeliydim, internete girip fiyatını görünce ise acaba değer mi diye düşünmeye başladım ve internette o blog senin, bu blog benim kahve hakkında bulduklarımı okumaya başladım.
Okurken aslında kahve demlemeyi bilmediğimi fark ettim, bırakın demlemeyi kahvenin tazeliğini bile bilmediğimi anladım. Hadi öğrendiklerimi sizlerle de paylaşayım ki benim gibi birden yüksek fiyatlı ekipmanlar almayı düşünmeyin 🙂
İlk olarak french presste kahve demlemeyi bilmediğimi öğrendim. Frenche kahveyi göz kararı koyup, üzerini kaynamış su dolduruyordum ve 3-4 dakika demlenmesini bekliyordum, belki çoğumuz böyle yapıyoruzdur. Ama yanlışmış… Kahveyi damak tadınıza göre ayarlarsınız onun için bir ölçü olmasa da ortalama 2 kaşık kadar kahve konulduğunu öğrendim ki o kahvede kalın öğütülmüş kahve olmalıymış. Şimdiye kadar hep öğütülmüş aldığımdan kahve kısmında sorun yoktur diye düşünüyordum, orası da yanlış, demlemeyi anlatayım kahveyi tekrar anlatacağım. Kahveyi french presse koyduktan sonra üzerine bir miktar su gezdirerek kahvenin kabarmasını bekleyecekmişiz 30 saniye kadar. Bu bekleme süresinde kahvedeki asitler ve yağlar ortaya çıkıyormuş. Sonra yavaş yavaş su ilave etmeye devam edebiliriz, bardak dolduktan sonra 2 dakika kadar demlenmesini bekleyip, kahve posasından ayırarak başka bir bardağa alıyoruz kahvemizi. Ve sonuç kesinlikle tadı farklı, aromayı daha fazla hissedebiliyorsunuz. Yani en azından benim için öyle oldu, bundan sonra french press ile bu şekilde demlemeyi düşünüyorum.
Şimdi gelelim diğer öğrendiğim kahve detayına; kahvenin çekirdek olarak saklanıp içilmek istenildiğinde çekilmesi gerekiyormuş. Şimdiye kadar hep çekilmiş kahve satın alırdım, açıkçası ne farkı olabileceğini bilmiyordum. Kahve çekildikten sonra ilk 15 dakikada aromasını çıkartırmış, ondan sonraki sürelerde aroması kalmazmış. Ondandır ki bu aralar çok moda olan 3.dalga kahvecilerde içtiğiniz kahvelerin tadı bir başka güzel oluyor. Demleme yöntemlerini geçtim, adamlar siz siparişi verdiğinizde taze taze öğütüp kahveniz demliyorlar, aromasını kaybetmeden afiyetle yudumluyorsunuz kahvenizi. Bir pakette eve alayım evde demlerim dediğinizde aynı aromayı bulamıyorsunuz bunun sonucunda da. Evde aynı tadı deneyimleyebilmek için çekirdek halinde alıp içeceğimiz an öğütmek gerekiyor. Tabi evde öğütebilmek için bir kahve öğütücüne sahip olmanız gerekir onu da söylemeden geçmeyelim.
Kahve çekirdeklerine ne dersiniz peki? Hadi kahve öğütücünüz var diyelim kahve çekirdeklerinin tazeliğini nasıl koruyacağız? Onun içinde kahve çekirdeklerinizin paketlendiği ve son kullanma tarih değilmiş önemli olan, dikkat etmeniz gereken kahve çekirdeklerinin kavrulma tarihiymiş. Kavrulduktan 48 saat sonra paketlenmesi gerekirmiş, çünkü o ilk 48 saat zararlı gazlar açığa çıkarabilirmiş. Ve tazeliğini korumak için de kavrulduktan en fazla 3 ay sonra tüketmeniz öneriliyor aromasını kaybetmemesi için. Ve en önemli nokta kahve çekirdeklerini gün ışığı görmeyecek şekilde saklamalısınız. Bu konuda henüz deneyimim olmadı, kavrulma tarihinden kaynaklanan tazelik farkını fark edebilecek damak tadına sahip olduğumu düşünmüyorum, belki zamanla olur belli mi olur 🙂
Öğrendiklerimin çoğunu www.mokapota.com sitesinden öğrendim, kahve hakkında çok güzel yazıları var, benim yazdıklarımdan çok daha fazla detay öğrenebilirsiniz sitelerinden. Şimdi gelelim benim chemex edinme isteğime, bu isteği şimdilik erteleyerek kendime bir kahve öğütücü almaya karar verdim. Taze taze çekilmiş kahvenin tadını öğrendikten sonra eğer ki bana hala french press yetmiyorsa o zaman farklı demleme araçları edinmeyi düşünüyorum. Ve popüler kültürün sunduğundan çok daha fazla demleme araçlarının olduğunu da belirtmeliyim. Bir sonraki aşamam sanırım farklı demleme araçları ile kahve içimlerinin farkına varmak, onun içinde araçları satın almak yerine kahvecilerde denerim diyorum. Damak tadıma en çok hangisi uyarsa onunla evimin konforunda kahvemi yudumlarım.
Kahve dolu günlerimiz olsun…
One thought on “Kahve’ye devam…”