Kar, bir tek kar çilesini bilmeyen İzmirlileri bu kadar mutlu eder. Bu sabah bembeyaz bir sabaha uyandık İzmir olarak demek isterdim, ancak sadece İzmir’in tepelerinde oturanlar böyle bir sabaha uyandı. Geri kalanlar olarak ise sadece kar yağdığını gördük. O bile mutlu etmeye yetti; sabah vapurda gelirken resmen insanların gözlerinin içi gülüyordu. Deli gibi kar topu oynama şansı yoktu vapurdakilerin fakat pamuk gibi düşen kar taneleri mutlu etti bizleri.
Bu sabahın süprizi kar ise bana 2012 Kurban Bayramı tatilinde arkadaşlarımızla gittiğimiz Hırvatistan tatilini hatırlattı. İzmiri bıraktığımızda bahardan kalma bir gün vardı. Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’e indiğimizde hafif yağmur olsada kar yağacak gibi durmuyordu. İlk gün Zagreb’de kaldıktan sonra araç kiralayarak Split’e gittik. Split’te de hava İzmir gibiydi, sadece biraz yağmur vardı. Split ve Zagreb’i belki başka yazımda anlatırım. Hani kar nerde mi diyorsunuz, kar dönüş yolunda çıktı karşımıza…Split’ten Zagreb’e dönerken herşey normal başlamıştı. Önce hafif bir yağmur vardı, Zagreb’e yaklaştıkça yağmur sulu kara dönmeye başladı, derkende bildiğimiz lapa lapa kar 🙂 Bu arada bilmeyenler için söyleyim Split-Zagreb arası İzmir-Ankara gibi, biri deniz kenarı, biri daha iç kesimlerde 2 şehir. Yerde az biraz kar biriktiğini görünce benzinlikte durup kar topu oynamıştık kar gören masum İzmirliler olarak, başımıza gelecekleri bilmeden…
Navigasyon aletinin dönüş sinyalini kaçırıp önce otoyolda yanlış yola saptık. Kar yağışı gittikçe artıyordu, bir tünele girdik. Tünelden çıkınca ise her taraf bembeyazdı. Doğru yola dönmek içinse navigasyon aleti en yakın dönüşü 30 km falan gösteriyordu. Arabada ne kar lastiği ne zincir var; kar biz gittikçe artıyor, görüş mesafesini azaltan sis ise bonusu. Araba kaymaya başlıyor, en sonunda bir yola saptık döndük; doğru olan Zagreb yoluna. Zagreb’e yaklaştıkça kar tekrar yerini yağmura bırakmıştı. Doğru yolda olmanın rahatlığıyla, aa ne güzel kar vardı falan demeye başlamıştık ki son gecemizi Tomislavov’da geçireceğimizi unutmuşuz. Tomislavov Dom, Zagreb şehir merkezinden 1000 metre yükseklikte bir otel. Hırvatistan’a gitmeden önce oteli internette incelerken; karlı resimlerini görüp ne güzelmiş, ama bizim gittiğimiz zaman kar olmaz ki diye iç geçirdiğim otel.
Otel dağın zirvesinde sayılır. Dağ yolu tek gidiş tek geliş…öyle 2 şerit falan değil; dağın bir tarafından çıkıyorsun, diğer tarafından iniyorsun. Virajlı ve karlı bir tırmanış, bu tırmanışı hava karardıktan sonra yaptığımızı özellikle belirtmeliyim. Aniden önümüze bir hayvan çıksa arabayı kaçıracak yer yok, yolun bir tarafı uçurum…Önümüzü zor gördüğümüz bir tırmanış; arabada 7 kişiyiz kimseden ses seda yok… Şimdi gülümseyerek hatırladığım ve anlattığım, o an ise dişlerimi sıkarak geçirdiğimiz tırmanış… Otelimize geldiğimizde ise manzara çok güzeldi her yer bembeyaz; Çok içten istemişim karlı halini görmeyi demek ki… O otelde yediğimiz mantar çorbasının tadı ise hala damağımda, yolun verdiği stres ve heyecandan mı unutmadım yoksa gerçekten mi güzeldi bilmiyorum 🙂
Ertesi sabah kalktığımızda gördüğümüz manzara ise daha güzeldi, Aydınlıkta her şey o kadar temiz ve kusursuz gözüküyordu ki…Uçağa yetişmemiz gerektiğinden hızlı bir kar keyifi olsada; kar tatili planlamayan bizler için güzel bir süpriz oldu… Sonra erkekler ellerinde kar kürekleri ile yolu açtılar 🙂
Otelden objektifime takılanlar,