Bazen yaşadığımız bir olay karşısında keşke öyle yapmasaydım ya da böyle davransaydım gibi cümleleri hangimiz kurmadık ki bu hayatta. Başınıza gelen iyi veya kötü olaylar karşısında farklı davransanız ne olurdu? Bambaşka bir hayat mı yaşardınız? Yoksa yine her şey aynı mı olurdu? İşte Kate Atkinson, Hayat, Sil Baştan romanı ile bize bunu anlatıyor. Kitabı her duyguyu hissederek okuyorsunuz. Farklı, komik ve dokunaklı…
“Bir gün ya da bir gece bir iblis, en koyu yalnızlığınıza kadar gizlice sokulsa ve size, ‘Şimdi yaşamakta olduğun ve bugüne dek yaşadığın hayatı bir kez daha ve pek çok defa daha yaşayacaksın’ dese, ne olurdu? ”
Kitabın kahramanı Ursula Todd, hayatı boyunca farklı şekillerde ölüyor ve tekrar hayata başlıyor aynı kişi olarak. Böyle kısaca yazınca çok basit bir hikaye gibi gelse de romanın tarzı kesinlikle okunmaya değer kılıyor. Ursula’nın hayatı 1910 yılında başlıyor. İlk trajedisi doğduğu gün ölmesi ile başlıyor ve tekrar hayata geliyor. Hayatı boyunca farklı şekillerde yaşayıp ölüyor. Örneğin 4 yaşında boğularak ölüyor ve bir sonraki yaşamında o gün o denize girmemeyi tercih ediyor. İşte romanın farklılığı da burada: Sonucu onu ölüme götürecek olaylar silsilesince farklı seçimler yaparak farklı hayatlar yaşıyor Ursula.
Kitabı henüz bitiremedim, okuduğum kısımların birinde aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybederken diğerinde savaş sırasında evine bomba düşmesiyle hayatını kaybediyor. Kahramanımız ölümsüz değil yani, farklı seçimlerin farklı sonuçlar doğurabileceğini anlatıyor bize. Her seçimin kendine göre artıları, eksileri var tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi.
Kitabı, raflarda gördüğümde bu kadar ilginç bir roman okuyacağımı düşünmemiştim. İlk defa bir kitabı kendi hızıma göre oldukça yavaş okuyorum, kitabın bitmesini istemiyorum ancak sonunun da ne olacağını da merak ediyorum. Henüz bitmemiş olsa da farklı bir tarzla, geçmiş ve gelecek arasında mekik dokuyarak yazılan bu roman, bu sene okuduğum en güzel romanlardan biri… Şiddetle tavsiye ederim, iyi okumalar….