Birkaç hafta önce haftalık olarak neler yaptığını anlatan blog yazılarını okumayı sevdiğimi söyleyerek bende yazayım demiştim. Neler okumuşum, izlemişim, yapmışım anlatayım, bir hafta raporu olsun, hem belki yazdıklarımla birilerine ilham olabilirim diye düşünmüştüm. Ama iki kere yazdıktan sonra gerisi gelmedi. İlkini 18 ekimde, ikincisini ise 29 ekimde yazmışım.
İki yazımda dizi ve kitap önerisi gibi olmuş sanki. Madem dizi ve kitap öneriyorum o zaman hafta raporu olmasın bunun adı. Aslında içinde rapor kelimesinin geçmesini sevmedim, zorunluluk katıyor sanki yazıya. Gerçi önceki yazılarımda rapor dememişim, bu hafta ne yaptım demişim. Yaptıklarım sadece ev işi, kursa gitmek, kitap okumak ve dizi izlemek olunca çok da yaratıcı olamadım sanki. O yüzden soruyu neler izledim, neler okudum diyerek güncelliyorum 🙂
Arada ilham olacak bir sergi gezer, bir yer keşfedersem o da ayrı bir yazı konusu olur 😉 O zaman başlayalım…
Neler Okudum?
Bu aralar okuma hızım çok azaldı. Normalde bir kitabı en fazla bir hafta içinde bitirebilirken şimdi günlerce elimde. Ve en kötü alışkanlığıma geri döndüm: aynı anda birden fazla kitap okumak. Sanırım uzamasının etkisi biraz da aynı anda okumaktan kaynaklanıyor. Mesela şu anda elimde 4 kitap var, beşinci ise bana göz kırpıyor hadi beni de oku diye. Biraz abarttım sanki aynı anda okuma olayını 🙂
Neden aynı anda birçok kitap derseniz, sanırım şu an okuduklarımın roman olmamasından kaynaklanıyor. Roman olmayınca ya da merak ettiğim bir macera olmayınca sıkılıp başka kitaba geçiyorum. Okuduklarımın da içeriğini merak ettiğim için okumaya devam ediyorum.
- Neden Böyleyim? Nasıl Değişebilirim? // Emre Özarslan
- Yazarın Yolculuğu // Christopher Vogler
- Kahramanın Sonsuz Yolculuğu // Joseph Campbell
- İnsanın Fabrika Ayarları 3. Kitap // Sinan Canan
Gördüğünüz gibi hepsi bilgi içerikli. Aslında ‘Kahramanın Sonsuz Yolculuğu’ piyangodan çıktı diyebilirim. Önce ‘Yazarın Yolculuğu’ kitabına başlamıştım, bu aralar yazmaya hevesli olduğumdan. Sonra kitabın ‘Kahramanın Sonsuz Yolculuğu’ kitabını temel alarak yazıldığını görünce önce onu okumalıyım dedim. Şimdi ikisi bir arada devam ediyor.
‘İnsanın Fabrika Ayarları’ ise bu ayki kitap kulübü kitabımız. İlk ikisini yaz aylarında okumuştum, üçüncüsü bu aya kısmetmiş.
‘Neden Böyleyim? Nasıl Değişebilirim?’ kitabının yazarı sosyal medyada Huzursuz Beyin olarak biliniyor. Onu uzun süredir takip ediyorum ve bültenlerine üyeyim. Bu kitap da o bültenlerin bir araya toplanmış hali gibi.
Martin Eden // Jack London
15 gün içinde biten tek kitabım ise ‘Martin Eden’ oldu. ‘Martin Eden’ yazarın okuduğum ikinci kitabı. Yazarın ilk okuduğum kitabı Vahşetin Çağrısı’ydı, ama ortaokul yıllarımda ve kısaltılmış versiyonuydu. O yüzden ne yazık ki hatırlayamıyorum, aklımda tek kalan kapak tasarımı 🙂
Martin Eden’i çok duymuş olsam da okumak için bir çaba harcamamıştım. Birçok yerde gözüme çarpmaya başlayınca okumalıyım dedim. Kitabın kendisi kadar çevirmenini de unutmamak lazım. Sayın Levent Cinemre kitabı çevirmekle kalmamış, Jack London ile okuyucuyu yani bizleri tanıştırmak için de ayrı bir emek harcamış.
Kitaba gelirsek, Martin Eden, Jack London’ın yarı otobiyografik romanı. İşçi sınıfına mensup denizci Eden, kendini okuyarak geliştirir ve işçi sınıfının yaşam şartlarından kurtulmaya çalışır. En büyük motivasyonu ise burjuva sınıfından Ruth Morse’a olan aşkıdır.
Kitap boyunca Eden’in kendini nasıl geliştirdiğini, yazar olabilmek için nasıl çabaladığını okuyoruz. Yazılarının reddedildiğindeki hayal kırıklıkları, pes etmeyişleri, tam pes etmişken ise şöhreti yakalaması… Her bir sayfası ayrı bir hikâye sanki. Spoiler vermeden kitabı anlatmak imkânsız gibi, ama bildiğim bir şey var iyi ki okumuşum. Ara ara tekrar okuyacağım bir kitap olacak kendisi.
İşte böyle sevgili okur, elimde kitapların her daim olduğu zamanlardayım aslında 🙂
Neler izledim sorusuna gelirsek o da başka bir günün konusu olsun.
Sevgiler…