Eylül’de Bitti

books

Ne zaman başladın ne zaman bittin sevgili eylül?

Gerçekten nasıl geçtiğini anlayamadığım bir ay oldu. Arkama dönüp baktığımda bu ay telefon bağımlılığımın tavan yaptığını gördüm buna rağmen beş tane kitap okumayı başarabilmişim. Kendimi tebrik etmeliyim 🙂

Telefondaki yeni bağımlılığım ise sosyal medya değil, oyunlar… Oyun oynamaya başlayınca zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum bile. Sanırım benim yine bir Çalınan Dikkat okuma zamanım gelmiş, okuduktan sonra birkaç ay kendimi telefondan uzak tutmamı sağlayan kitap, iyi ki var 🙂

Hadi gelin eylülde neler okumuşum bir bakalım:

  • Krizalitler – John Wyndham
  • Az Biraz Mutlu – Adam Silvera
  • Akış: Mutluluk Bilimi – Mihaly Csikszentmihalyi
  • İdeal Defter – Brenda Lozano
  • Ikıgai – Hector Garcia & Francesc Miralles

Krizalitler’i ve İkigai’yi ikinci kez okuyuşum. Eskiden kitapları bir kez okur sonra onları kitaplığımda seyrederdim. İki senedir ise okuduğum kitapları tekrar okuyorum ve ikinci okuyuşlarımda kitapları daha çok özümsüyorum. Sanki ilk okumalarım tanıtım, ikincisi keyif için gibi oluyor.

Krizalitler kitabını ilk okuyuşumda da çok sevmiştim, şimdi de. Ancak İkigai için aynı şeyi söyleyemiyorum. İlk okuduğumda bu tarz kitapları yeni yeni okumaya başladığımdan sevmiştim, şimdi ise çok da ilgimi çekmedi. Belki de bu tarz içerikleri çok fazla tükettiğimdendir. Bir de kitapta çok fazla imla hatası fark ettim, umarım sonraki basımlarında hataları düzeltmişlerdir.

Az Biraz Mutlu kitabına ise bir gençlik romanı diye başlamıştım, arka kapağında ‘kurtulmak istediğiniz anılarınız mı var? Leteo Enstitüsünü arayın ve kötü hatıralarınızdan arının’ diyor. Babası intihar eden Aaron Soto ile başlıyor kitap. Kitap ilerledikçe ise bir LGBT gençlik romanı olduğunu görüyoruz. Sanırım klasik aşk romanlarını daha çok seviyorum, bu tarz bana çok hitap etmedi.

Akış kitabını ise raflarda yerini aldığı günden beri okumamak için direniyordum. Her kitapçıya gidişimde elime alıp geri bırakıyordum. En sonunda alıp okudum. Kitabın makalemsi dili beni biraz yordu açıkçası ve akışta olmanın mutluluk getirdiği savını çokça yerde görmüş olduğumdan yeni bir şey okumamış gibi hissettim kendimi. Belki kitap çıktığından beri kitaba atıfta bulunarak üretilen içeriklerden dolayı öyle hissetmişimdir, kim bilir.

İdeal Defter ise yine kapağını kapattığımda beni tatmin etmeyen bir kitap oldu. Meksikalı yazarı daha önce duymamıştım, e-kitap olarak karşıma çıkınca ve kapak görselini beğenince okumaya karar verdim. Evet, bazı kitapları sadece görseli için okuyabilirim 🙂 Kitabın anlatıcısı kadın, kaza sonrası iyileşme döneminde, sevgilisi adam annesini yeni kaybetmiş. Kadın bir kırtasiyede bulduğu ideal defterine bekleyişini yazıyor. Daha çok günlük okur gibi hissettim kendimi. Farklı bir anlatım tarzıydı, hatta okuduktan sonra benim sabah sayfalarım da böyle bir kitap olabilir dedirtti bana. Yine de altını çizdiğim çokça satır oldu. İşte bir tanesi:

Bizi uzaklara götürecek tek şey hayal gücümüz. Ne kadar az yapboz parçasının arasında olursa o kadar iyi. Şimdilik gidebildiğim en uzak yer kedinin zihni.

Ve favorim:

Yazmak sayfa büyüklüğünde bir adaya çekilmektir.

İşte böyle sevgili okur, bir önceki yazımda okuduğum her kitabı anlatmak istemiyorum demiştim ama bu sefer kitaplar birer paragraf istedi benden 🙂 Bakalım gelecek ayın kitapları neler olacak?

Keyifli okumalar…

One thought on “Eylül’de Bitti

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir