İki yıl önce bugün blogumu yayına almıştım. Başlarken nasıl olur, yazmaya devam eder miyim bilmiyordum. Herhangi bir hedefim yoktu ki hala yok, sadece yazmaktı niyetim. Önce küçük çarpılarımı, kitaplarımı anlattım sonra gezilerimi. Son aylarda ise kafayı taktığım sadeleşme hakkında yazıyorum bol bol. Yazarken de bazen düşünüyorum acaba çok mu abarttım bu sadeleşme olayını diye, ama sonra dönüp kendime baktığımda iyi oluyor diyorum.
Tamam, bu bir doğum günü yazısı, sadeleşme hakkında başka bir gün yine uzun uzun yazarım 🙂
İlk başladığımda çarpılarımı nasıl yaptığımı, mutfakta denediğim tarifleri anlatırım demiştim kendime. Yazmaya başlayınca ise nasıl yapılır kısmından çok benim hissettiklerimi yazmanın daha keyifli olduğunu fark ettim. Zaten blog içerisinde gezintiye çıkarsanız yalnızca 3 adet tarif görürsünüz ve çarpılarımın nasıl yapıldığını değil de kumaş seçimimi anlatan bir yazı. Çarpılarımı anlatırken de desenlerini bulma hikayelerim ve o el işini neden yaptığımı anlatıyorum. Böylesi daha keyifli geliyor bana, ki nasıl yapılır blogları, video kanalları istemediğiniz kadar var, mutlaka size uygun olanını bulursunuz ya da bulmuşsunuzdur.
Blogum üçüncü yılı daha fazla kişisel olacak gibi geliyor bana. Şu anda da kişisel biliyorum ama artık elim klavyeye gittiğinde bir türlü cümlelerin sonu gelmiyor, bu yazı burada bitsin demem çok uzun sürüyor 🙂 Kısaca biraz çenesi düşük bir elmalıkedi olacak gibi gözüküyor. Tabi uzun vade için söz veremem, belki 2 ay sonra yine kısa ve öz yazılara dönerim.
İlerleyen dönemlerde belki ilgi alanım değişir, sadeleşme yerine başka bir konuyu anlatmaya başlarım, başka bir konu daha çok ilgimi çeker, hiç belli olmaz. İşte asıl ona söz veremem. Dönem dönem, herkes gibi benimde ilgi alanlarım değişebiliyor. Bazen yenileri ekleniyor, bazen yaptığım işten sıkılıyorum. Ama bir süre daha sadeleşme diyerek başınızı ağrıtacak gibi gözüküyorum. Bu aralar sadeleşmeye ek olarak sağlıklı beslenme ve yaşam konusunda da çokça okumaya başladım, yakında onlarda yazıya dökülür 🙂
Son zamanlarda küçük çarpılarımı çok az yazdım farkındayım, instagramda beni takip ediyorsanız çarpılarıma devam ettiğimi görmüşsünüzdür. Onlara da tekrar blogda yer vermeyi düşünüyorum, nasıl yaptım diyerek değil de minik hikayelerle. Bakalım zaman ne gösterecek 🙂
Ve son olarak, zaman ayırıp yazılarımı okuduğunuz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ederim… İyi ki varsınız…