Daha e-kitap okuyucular bu kadar popüler değilken, 2015 sonlarında almıştım e-kitap okuyucumu. Türkçe olarak okumak istediğim her kitabı bulamadığım zamanlardı, çok fazla hoşuma gidememişti. Kitap kokusu olmadan okumak keyifli değil demiştim kendime.
Sonra 2019 başında göç ettik, eşyalarımızla gelmediğimizden valizime kitap koymak önceliğim olamadı ve e-kitap okuyucumu yanıma aldım. Geçtiğimiz yıla kadar okuduğum tüm kitapları e-kitap olarak okudum diyebilirim, tatillerde Türkiye’ye gittiğimizde bir kaç kitap alıyordum ama sayıları fazla olmuyordu. Sonra Lüksemburg Kitap Kulübümüze dahil oldum. Okuyacağımız kitapları e-kitap olarak bulamadığımda tekrar sayfaların kokusunda kayboldum. O zaman farkettim ki kitap kokusunu çok özlemişim. Bu yaz tatilden dönerken ise valizin birini sadece kitap doldurdum ve onları keyifle okumaya başladım.
Bir yandan e-kitap okumanın rahatlığını özlüyorum, bir yandan sayfaları çevirmek, hoşuma giden yerlerde altını çizmek bambaşka diyorum.
E-kitap okuyucunun rahatlığı dedim yukarıda. Evet, kesinlikle çok rahat. Ne kadar kalın kitap okursanız okuyun bir ağırlık taşımıyorsunuz ve yanınızda aynı anda onlarca kitap taşıyabiliyorsunuz. Özellikle yolculukta daha çok okuyanlardansanız e-kitap tam sizin için ya da benim gibi aynı anda iki, üç kitap okuyanlardansanız. Bu arada merak etmeyin e-kitapta da altını çizebiliyorsunuz. Sayfalara not alabiliyorsunuz ama hepsi doğal olarak dijital olmuş oluyor. Ancak çok fazla e-kitabınız varsa geri dönüp kitapları bulmak bazen zaman alabiliyor, kitaplıktan alıp içine bakıp bırakmak gibi olmuyor.
Bugüne kadar e-kitap okumanın tek bir eksi yanını gördüm. Bazen okumak istediğiniz kitapları veya yeni çıkanları e-kitap olarak bulmak zor olabiliyor.
İşte böyle, bu aralar dediğim gibi sayfaların kokusunda kayboluyorum. Kendim için bir yenilik olarak da sadece tek bir kitap okuyorum. Siz ne düşünüyorsunuz? E-kitap mı sayfalarda kaybolmak mı?