Bir defter sever olarak Bullet Journal ’ı denememezlik yapamazdım, farklı bir defter gördüğümde almadan duramayan ben, kişiye özel bullet journal ’ı da denemeye karar verdim; aslında bu kararı yeni vermedim ama sanırım bu sefer yaptım bu işi 🙂
Önce bullet journal ‘dan bahsedelim; kısaca BuJo denilen, Amerikalı Ryder Carroll tarafından yaratılan bir ajanda. Ama öyle üzerinde tarih olan ajandalardan değil, bu ajandayı tamamen kendinize göre siz tasarlıyorsunuz. Bullet journal sitesinde size nasıl bir yol izleyeceğiniz uzun uzun anlatılıyor. Kısaca nasıl derseniz:
- Öncelikle eğer defterde sayfa numaraları yoksa sayfaları numaralandırmanız öneriliyor.
- Sonrada defter içinde kullanacağınız görev ikonlarını belirliyorsunuz, örnek için tık tık…
- BuJonun ilk sayfasında bir index, içindekiler bölümü yaparak aradığınızı bulmanızı kolaylaştırabilirsiniz.
- İçindekilerden sonra ise yıla genel bir bakış olarak Future Log tablosu hazırlıyorsunuz, burada yıl içerisinde planlanmış etkinliklerinizi, doğum günlerini falan yazabilirsiniz.
- Sonra da bulunduğunuz ayı içeren bir Monthly Log tasarlıyorsunuz, burada da etkinliklerinizi, hedeflerinizi, beklentilerinizi, yapılacakları, okuyacaklarınızı aklınıza gelen her şeyi yazıya dökebilirsiniz.
- Bundan sonraki aşamalar ise haftalık ve günlük görünümler
Tüm bu aşamalardan sonra defterinizi kendiniz için özelleştirmeye devam edebilirsiniz; kilo takibi yapıyorsanız onunla ilgili bir tablo oluşturabilirsiniz, izlediğiniz filmleri, okuduğunuz kitapları, spor takibini, ilaç takibinizi aklınıza gelen her konuda bir tablo oluşturup yaratıcılığını konuşturabilirsiniz.
Peki, benim bullet journal’ım nasıl? Aslında benimki tüm bu kurallardan bağımsız: ilk olarak yılbaşında evde boş olan bir defteri alıp yukarıdaki tüm kurallara uyarak kendime bir ajanda oluşturmuştum. Aylık, haftalık, günlük hedeflerimi, yapacaklarımı 1 ocakda yazmıştım. Ancak ve ancak evdeki hesap çarşıya uymadı ve deftere yazdığım hiçbir hedef gerçekleşmedi, yapmak istediklerime başlayamadım bile; bir yer bir hata vardı ama ne olduğunu çözemedim. Sonra aylar ayları kovaladı ve ağustos sonunda tekrar başlamaya karar verdim, bu sefer ay başından hedef belirlemek yerine o ay için yapmam gereken görevleri yazdım ve daha Eylülün 10u olmadan defteri nereye koyduğumu bile unuttum.
Sonra instagramda Notedotbook hesabını keşfettim ve ekim ayında da #ndbchallenge başlığıyla bana göre bir oyun başlatmışlardı: her güne bir bullet journal görevi işte aradığım motivasyon bu derken buldum kendimi ve bankamın eşantiyon olarak vermiş olduğu noktalı defteri aldım önüme. Ancak bu sefer future log falan uğraşmadım, okuma listemi, günlük ve haftalık rutinlerimi yazdım ve sayfaları hayal gücümle renklendirdim. Yapmayı planladığım çarpı işi projelerimi listeledim, ev içinde yapmak istediklerimi yazdım derken kendimi motive olmuş olarak buldum. O zaman diyorum ki BuJo için kurallara değil kendi hayal gücünüze ve ihtiyaçlarınıza güvenin. Eminim ki yazdıkça, bir şeyler çizdikçe gözüme daha hoş gözükecek ve planladığım işleri yapmak için bana bir motivasyon kaynağı olacak. Bu arada illa ki noktalı defterlere yapmak zorunda değilsiniz kareli, çizgili, çizgisiz elinizin altında hangi boş defter varsa başlayın bence. Benim ilk yaptığım defter çizgiliydi, noktalı defter elimin altında eşantiyon olarak bulunmasaydı çizgili ile devam ederdim. Ama eğer ki defterinizde resimler ve tablolar çok olacaksa noktalı ya da kareli tercih etmek görsel olarak daha güzel olacaktır sanırım.
Ekim ayı itibariyle tekrar başladığım BuJo maceramda kendime başarılar diliyorum 🙂
Küçük bir dipnot: Kendi yaptığım BuJodan sadece kapaktaki görseli paylaşıyorum, diğer sayfalardan görsel paylaşmak için daha bir fırın ekmek yemem lazım, ama Google yada pınterestten “bullet journal” diye aratırsanız size ilham olabilecek bir çok görsel bulabilirsiniz.