Evet saçmalama yazımın üzerinden bir hafta geçti ve ertelemek için bahane uydurmadan kahvemi alıp klavyenin başındayım… Ne yazacağım hakkında hiçbir fikrim yok ama belki gelemeyen yaza sitem edebilirim. Türkiye’den bu yazdıklarımı okuyanların ne diyorsun yazın alası geldi dediğini biliyorum. Bizim buralara ise bu sene gelmemek için direniyor resmen. Üzerime bir ceket almadan çıktığım günler sayılı, hava 20 derece olunca ohh be ısındık sonunda diyorum 🙂
Neredeyse her gün yağan yağmuru da unutmamak lazım, sevgili Lüksemburg haziran ayında sonbaharı yaşatıyor bize. Gerçi alıştım bu hallerine havanın. İlk geldiğimiz zamanlar her gün yağan yağmur depresif hissettiriyordu, artık kabullendim tamam hava böyle ne yapayım yani değiştiremem ki diyebiliyorum. Bazen bardaktan boşanırcasına deli gibi yağıyor, şemsiye bile fayda etmiyor. Bazense tatlı tatlı romantik bir şekilde yağıyor, o zaman elimde sarı şemsiyemle yürümekten ayrı bir keyif alıyorum.
Sarı şemsiyemi her elime aldığımda da aklıma How I Met Your Mother dizisi geliyor. Her Perşembe Cnbce de keyifle izlerdim, hatta bence tekrar izlemeliyim 🙂 Umarım gününü doğru hatırlamışımdır, yoksa perşembeleri Simpsons günü müydü?
Sahi bir zamanlar netflix gibi öedemeli platformlar yokken Cnbce bizi iyi dizilerle tanıştırmıştı, ahh gençliğim 🙂 Sanırım geçtiğimiz günlerde tekrar yayın hayatına başlamış kanal, yine güzel dizilerin olacağını umuyorum (evet google’dan hangi dizilerin yayınlanacağına bakmadım, üşendim 🙂 ). Gerçi her şeyi istediğin an izlemenin keyfi varken haftalık dizi beklemek nasıl olur bilemedim. Tamam yeni çekilen dizileri haftalık bekliyoruz doğru da televizyonda reklamlarla çok cazip gelmiyor bana. Hatta izlemek istediğim Türk dizileri olunca bir gün bekleyip yeni bölümünü youtube’dan izlemek daha rahat geliyor.
Youtube demişken arada bir bende kanal açsam mı diye esiyor bana, malum her hobiyi denemeden rahat etmiyorum. Sonra ne çekeceğim ki diyerek kendi kendimi vazgeçiriyorum. Var mı sizin öneriniz, elvan şöyle bir şey çeksen izleriz diyeceğiniz. Benim silent vlogları izlemek çok hoşuma gidiyor, bende böyle çeksem ya diyorum. Aslında bir tane video denemiştim, kahvemi yaparken. Alt tarafı kahve yaptığım, toplamda 1 dakika 55 saniyelik video için tüm sabah uğraşmıştım. Sonra da hiçbir yerde yayınlamadan telefonumun arşivinde kaldı.
Evet havadan girip, videodan çıktık 🙂 Kahvemin de sonuna geldiğime göre haftaya görüşürüz diyebilirim… Kendinize iyi bakın…
Video vs zaman kaybı yaratmayacaksa senin için Lüksemburg vlogları güzel olur. :))
Ahh aslında en çok istediğim ama Lüksemburg’un neredeyse her gün olan yağmuru tüm hevesimi kaçırıyor 🙂