Her gün ya da gün aşırı yeni yazı yazamıyorum, malum iş, ev, çocuk hepsine bir yere kadar yetebiliyorum. Blogu açarken haftada 1 yazı yazarsam yeter diye düşünüyordum, ancak bir baktım ki 15 gün olmuş yazmayalı… Bu aralar tembelliğim üzerimde, bahar tembelliği desem daha bahar yüzünü tam anlamıyla gösteremedi. Kanaviçelerim bitmek için bekliyor, yazılarım yayınlanmak için bekliyor, kitaplarım okunmak için… Bir boş vermişlik var üzerimde bu aralar, gerçi tembelliğim hobilerimde yoksa hayatın geri kalanı tam gaz devam ediyor.
Ben buradayım, hayattayım diye bir ses vermek istedim sizlere. Başlamışken de birkaç satır yazalım, tek cümleyle bitirmeyelim. Neler yapıyor bu kız bir bakalım? Bu aralar bir tatil planı peşindeyim, 19 Mayıs haftası için planlarımız var kemik kadro ile. Tatilimizi yapıp gelelim, anlatırım hepsini tek tek. Eğer yapabilirsek Küçük Sıpamla ilk yurtdışı deneyimimiz olacak ve hem gittiğimiz yerler hem de bebekle yurtdışı gezisini uzun uzun anlatmayı düşünüyorum sizlere.
Mayısa daha çok var sen yakın zamandan bahset derseniz bu hafta sonu Alaçatı Ot Festivali var. Festival tarihlerinde hep İzmir’de oluyordum ama bir türlü gitme fırsatım olmamıştı. Bu yıl 6.sı düzenleniyor, şimdilik gitmeyi düşünüyoruz ama bakalım, kısmet 🙂
Gitmeden önce bir ön araştırma yapayım, dur bakalım nereden çıkmış bu ot festivali derken; Alaçatı ot festivalinin resmi sitesinde yapılış amacı olarak Alaçatı’nın doğasını, otlarının çeşitliliğini ve bu otlarla pişirilen geleneksel yemeklerin tanıtımı için festival yapmaya karar verildiğini açıkladıklarını gördüm. Yani siz gelin gezmeye biz baharda gelebilmeniz için de bir neden buluruz demişler.
Festivalde her yıl bir ana tema belirleniyormuş, onu da araştırmalarım sırasında öğrendim. Bu senenin ana teması ise Ebegümeci… Ot yemeği seven Egelilerin böreklerde, ot kavurmalarında kullandığı bir ot çeşidi. Şahsen bende Egeliyim ama bir türlü alışamadım bu ot yemeklerine 🙂 festival sırasında gitmişken tadarım birkaç ot yemeği artık. Ot festivaline gidip, ot yemeden dönmeyim, en azından bir otlu börek yerim.
Festivalle ilgili ön araştırmalarım bu kadar, festivalden sonra fotoğraflarla anlatmak daha keyifli olur sanırım… İsterseniz bekleyin ve benim objektifimden görün festivali ya da daha iyisi Alaçatı’ya gelin kendiniz tadın bu festivali…