Hafif, rahat, bazen stil sahibi bez çantalar… Yeniden, yeniden istediğiniz kadar kullanılabilir doğa dostu bez çantalar…
Fark etmişsinizdir son zamanlarda çok moda oldu, özellikle minimalizm akımı sayesinde. Kimi kişiler minimalizmi sadece moda olduğu için benimsiyorlar ki bunu da minimalizmin mobilyalardan giysilere kadar tüm tüketim eşyalarındaki etkisinden fark edebilirsiniz. Bu akımı moda olarak takip edenler dışında, acaba nedir, ne değildir derken etkisine altına girenler de var, bir de benim gibi okudukça minimalist değilim ama sadeleşiyorum diyenler de. Hangi kesimde olursanız olun sadeleşmenin rahatlığını hissediyorsunuz. Bu kız bez çantayla başladı, felsefe yapıyor diyorsunuz; sanırım haklısınız ama okumaya devam 😉
Moda olmasının en güzel yanı ise minimalizm hakkında her türlü bilgiye kolaylıkla ve çok aramadan ulaşabiliyor olmanız, gerçekten özünü anladıkça ise kısa süreli bir akım olarak görmeyip daha çok benimsiyorsunuz. Ve felsefenin özünü benimsedikçe de minimalistliğin sadece eşya atmakla ilgili olmadığını öğreniyorsunuz. Minimalizm, fazlalık eşyaları atıp, kullandığınız eşyalarınızı bembeyaz yapıp minimalist çizgiler taşıyan objelerle ferah bir eve sahip olmanız ya da giysilerinizi atıp 30 parça giysi ile kapsül dolaba sahip olmanız değildir. Minimalizm, bana göre, hayatı farkında ve sağlıklı olarak yaşamaktır. Bazen bu farkındalığın gelişebilmesi için eşya atmanız gerekebilir tabi, bende öyle oldu en azından. Sağlıklı olarak yaşama kısmına gelirsek tüm bedeniniz ve benliğinizle sağlıklı olmak ve çevreye duyarlı olmak burada bahsettiğim… Biraz daha kafamın içindekileri yazıya dökeyim, bez çantaya geliyorum…
Kendi bedeninizi dinlemezseniz, ne yaparsanız yapın bir yerlerde sizi tatmin etmemeye başlar ve mutsuz olursunuz. O noktada ise sahip olduğunuz her eşya, her ilişki size fazlalık olarak gelmeye başlar ve bir çıkış yolu aramaya başlarsınız. Bir psikolog değilim ancak kişi kendinden bilir derler ya, kendinizi önemsemezseniz başkaları da sizi önemsemez. Minimalism adı altında sadeleşmeye eşyalardan değil aslında kendimizden başlamalıyız: kendinize zaman ayırın, her gün en az 15 dakikanız sadece size ait olsun. Bu zaman diliminde ister meditasyon yapın, ister kendinizi ibadete verin, ister yazın, isterseniz de sadece sessizliği dinleyin. Ben kendime ait zamanı yazarak değerlendiriyorum ve kafamın içindeki tüm olumsuzlukları yazıya dökerek sadeleşiyorum. Sizi mutsuz eden alışkanlıklardan ve kişilerden kurtulun; belki bir anda olmaz ama aşama aşama hayatınızdan çıkarın. Fazlalıklar azaldıkça mutlu olduğunuz anlar çoğalacak. Ve anda kalın, o an ne yapıyorsanız sadece onu yapın. Çocuğunuzla oyun mu oynuyorsunuz, sadece oynayın bir yandan elinizde telefon, gözünüz televizyonda olmasın.
Kendinizi fazlalıklardan kurtardığınızda, beden sağlığınızı da önemsemeye başlayacaksınız. Minimalist felsefenin maddelerinden biridir, sağlıklı olmak. Nasıl ki evinizdeki eşya fazlalığından kurtulunca rahatlıyorsanız bedeninizde sağlıksız yaşamınızdan kurtulunca rahatlayacak. Sağlıklı beslenin, spor yapın, bol su için. Elvan sen hangisini yapıyorsun derseniz, sağlıklı beslenmeye çalışıyorum, bol su içiyorum ama ne yazık ki hala kendime spor yapacak zaman yaratmıyorum. Daha önceki yazımda da söylediğim gibi sağlıklı yaşamayı öğreniyorum. Bedenim, benliğimden daha çabuk uyum sağladı sağlıklı yaşama, sadece ihtiyacı olanları almanın mutluluğuyla.
Evinizdeki, bedeninizdeki fazlalıklardan kurtulmaya başlayınca farkında olmadan çevreye karşı daha fazla duyarlı olmaya başlıyorsunuz. Çevre için ben ne yapabilirim diye düşünmeye başlıyorsunuz. İşte yazının başında bahsettiğim bez çanta da çevre için ben ne yapabilirim sorusunun cevaplarından biri… Alışverişlerimizde, herhangi bir eşya taşırken hatta çöp atarken naylon poşetler kullanıyoruz. Bizim tek bir kullanımımız için doğada çözülmesi yüzyıllar alan bir madde sizce değer mi? İtiraf ediyorum, aylar önce bu kadar sadeleşmenin özünü benimsemeden, nedir, ne değildir öğrenmeden önce tasarım bez çantalar hoşuma gitmiş ve almıştım. Yazın kullanmak için ideal demiştim kendime, hafifliği ve renkleri hoşuma gitmişti. Sonra yavaş yavaş eşya taşıyacağım zaman poşet yerine onları kullanmaya başlamıştım ama ne yazık ki toplu alışverişlerimde hala poşet kullanıyordum. Yani ev alışverişi için toplu alım yaptığımızda marketin poşetlerini alıyorum ama çantamda bez torbam hep var, eğer aldıklarım o torbaya sığacaksa poşet istemiyordum. Evet, bende poşetin doğada zor çözündüğünü, geri dönüşümü zor bir madde olduğunu biliyordum ama sadece o kadar, kullanmazsak bize yararını bilmiyordum. Daha doğrusu hiç zarar fayda analizi yapmamıştım poşetler için. Bugün Gözde Hanım’ın sadebiryasam blogunda bu konu ile ilgili yazısını okuyunca, benim dışımda da belki birkaç kişide daha farkındalık oluşur diye yazmak istedim. Sizlere de bez çanta kullanın demek istedim ama gördüğünüz gibi çenem düştü 🙂
Yazının özetine gelirsek: Siz hala her yerde poşet kullananlardansanız, bence Gözde Hanım’ın yazısını bir okuyun, çevremize, geleceğimize ve çocuklarımıza ne kadar zararımız olduğunu görün. Bundan sonra bende her alışverişte bez çantalarımı kullanmaya gayret edeceğim, hadi sizde bize katılın…