2017’nin son ayını beklenmeyen koşullar nedeniyle 3 kitap okuyarak tamamladım. Aralık Kitapları mutlaka okumalısınız diyeceğim kitaplar olmadı ama hepsini okurken keyif aldım. Birlikte neler okumuşum göz atmaya ne dersiniz?
Bağırmayan Anne Baba Olmak / Hal Edward Runkel
Rıdvan Tolga’m doğduğundan beri birçok ebeveynlik ile ilgili kitap okudum, hepsinde altını çizdiğim yerler olduğu gibi çok saçma dediğim yerlerde oldu. Ama bu kitap kesinlikle diğerlerinden farklı, aynayı kendinize çevirmeyi tavsiye ediyor. Eğer sen sakinsen ve durumlara sakin yaklaşırsan çocuğunun da sakin olacağını savunuyor ve konuyu çok güzel anlatıyor.
Örneğin çocuğunuz sizin kızdığınız herhangi bir şey yaptığında hemen bağırmak yerine sakin kalıp burada çocuk bana ne anlatıyor, ben neden sinirleniyorum diyerek kendinizi sorgulamanızı öneriyor. Okuyunca sakin kalmanın çok zor ve çoğu durumda gereksiz gibi geleceğinin farkındayım ama yazar beni uygulamayı denemeye ikna etti diyebilirim. Rıdvan Tolga kızdığım bir şey yaptığında çoğu zaman sakin kalamıyorum, kitabı okuduktan sonra kendimi zorlayarak sakin kalmaya çalıştım ve sakin olduğumda çocuğunda şaşırdığını gözlemledim; onun beklediği tepkiyi ya da alıştığı tepkiyi vermemiştim. Kitapta aynı şeyi söylüyor; çocuklar sizin sınırlarını zorlamayı sever ve siz sınırları gösterdiğinizde inadına o sınırların üzerine basarlar diyor. Ama basacakları bir sınır yoksa ortada sizi kızdırdıkları davranışları da azalıyor, bitmiyor evet, ancak azalıyor. Bu bile büyük bir lüks değil mi?
Sakin kalmayı sadece ebeveynlik olarak düşünmeyin tüm sosyal ilişkilerinizde sakin kalarak daha az zarar görmez misiniz? Öfkelenip kızdığınızda derin bir nefes alın ve kendinize sorun beni burada kızdıran ne, değiştirebileceğim bir durum mu katlanmam mı gerekiyor. Emin olun işe yarar, kısa vade de belki meyvelerini göremezsiniz ama uzun vadede tatlı meyveleri sizi bekliyor. Kitabın yazarıyla birlikte sizi bağırmayan anne baba, bağırmayan insan olmaya davet ediyorum var mısınız?
Filozofun Mutluluk Seyahatnamesi / Daniel Klein
Kitabın arka kapak tanıtımında, “hemen her gün duyarız: insan doğar, büyür, olgunlaşır, ihtiyarlar ve ölür! Hayır diyor Daniel Klein, bu sıralama, bu tasnif biçimi ilerlemeci. Yaşamın her anının değerli ve paha biçilemez olduğunu görmemizi engelliyor. Ölümün yerini sona atarak yaşam üzerine düşünmemizi, ondan haz almamızı engelliyor.” satırlarını görünce alıp okumaya karar verdiğim bir kitaptı.
Kitabın açılış sayfalarında bir ihtiyarın implant gibi zorlu bir süreçle dişlerine kavuşmasından son anda “ebedi gençlik” arayışında olduğunu fark ederek vazgeçmesi ve kendini bir Yunan adasına atıp, oradaki kayıtsız ve sakin yaşlılıklarının keyfini süren ihtiyarları gözlemlemeye başlamasını anlatan hikaye bir anda beni kitabın içine çekmişti. Ancak diğer sayfalar da aynı merak devam edemedi bende, belki okuma zamanım yanlıştı belki de bu tarz mutluluk adı altındaki denemeleri çok fazla okuduğum için kitap bende yerini bulamadı bilmiyorum, her ikisi de olabilir.
İnce ve zaman geçirmek için ideal bir kitap, böyle bir kitap arayışındaysanız kitabı seve seve size gönderebilirim. Hatta kitabı istediğini belirterek ilk yorum yapan kişiye göndereyim ne dersiniz?
Ikigai / Héctor Garcia – Francesc Miralles
Raflarda yerini alır almaz okumak istediğim bir kitaptı ve ertelemeden hemen okumaya başladım. O kadar rahat ve anlaşılabilir bir dili var ki 2 gün gibi çok kısa sürede bitti. Minimalizm meraklısı ve sadeleşemeye çalışan bir birey olarak Japonların uzun ve mutlu yaşam sırrını tabi ki de okumalıydım. Minimalizm ne alaka demeyin, sonuçta sadeliği en güzel haliyle yaşayanlar Japonlar değil mi, tüm dünya onlardan öğrendi; azın aslında çok olduğunu…
Kitaba gelirsek, her insanın bir ıkigai’sinin olduğunu ve ıkigai’sini gerçekleştirenlerin uzun ve mutlu yaşamı ellerinde tuttuklarını belirtiyor yazarlar. Ikigai ise tutku, misyon, uğraş ve mesleğin kesiştiği alan oluyor. Bir başka deyişle yeni güne başlama nedeniniz sizin ıkigai’niz olabiliyor. Kitap ıkigainizi bulmanıza yardımcı olmayı amaçlıyor. Kitabı okuyup işte ıkigai’m bu diyemedim ama her ne yapıyorsam zevk alarak yapmam gerektiğini bir kez daha hatırlattı bu kitap bana.
İkigainin on kuralı kitabı özetliyor aslında. Kitap içerisinde bu on kurala ulaşabilmek için ipuçları var diyebilirim. Keyifle okuduğum ve tekrar okumayı düşündüğüm kitabın on kuralını buraya bırakıp, Ocak ayının kitaplarında görüşmek üzere diyorum. Kitapla kalın, mutlu kalın… İyi okumalar…
İkigai’nin on kuralı
- Aktif kalın, emekli olmayın.
- Ağırdan alın.
- Midenizi tıka basa doldurmayın.
- Çevrenizde iyi arkadaşlarınız olsun.
- Bir sonraki doğum gününüze kadar şekle girin.
- Gülümseyin.
- Doğayla tekrar bağlantı kurun.
- Teşekkürlerinizi sunun.
- Anı yaşayın.
- Ikigainizi takip edin.
Çocuk eğitmek demek aslında kendini eğitmek demek…
Size kesinlikle katılıyorum, kendimizi eğitmedikçe yeni bir bireyi eğitmeyi düşünmek sadece hayal etmektir.